İzlemekten bıkmadığınız bir film?
(9 yorum)Benim için Le Feu Follet'tir. Vaktim varsa baştan sona, şayet zamanım azsa bazı sahnelerini her seferinde ilk defa izliyormuşum gibi aynı şevkle izlerim.
Dark Knight Trilogy'si. Bıkmadım ve bıkmayacağım büyük ihtimal. Yönetmeninin Nolan, başrolünün Bale ve müziklerini yapanın Hans Zimmer olduğu inanılmaz bir üçleme.
Hababam Sınıfı
2000 yılında Tom Hanks'ın başrolünde yer aldığı " Yeni Hayat" bu sorunun bence en iyi örneği olacaktır.
Çocukluğumda başrolunde Tobey Maguire'nin oynadığı Spider-Man serisini iki elin parmak sayısından fazlaca izlemişimdir. Şimdilerde ise Matrix'in ilk filmi başta olmak üzere tüm seriyi defalarca seyretmeme rağmen sıkılmıyorum. Film senaryosundaki akıl, zeka ve felsefi yansımalar, her izleyişimde daha çok beğenmeme sebep oluyor.
Birçok film vardır herhalde ama hayatımda en fazla izlediğim film Limonata. Hem dramatik bir hikayenin bu kadar sade bir mizahi mizaçla tezat oluşturarak anlatılması, hem mizansenlerin ve oyunculukların bu kadar doğal olması ne zaman açsam sonuna kadar izlememi sağlayan bir akıcılık katıyor. Arada bir özler, tekrar açarım. Keşke ben çekebilsem dediğim filmlerdendir.
Benimki ''Büyük Budapeşte Oteli.'' Tam bir Wes Anderson klasiği. Daha önce izlediğim hiçbir filme benzemiyor. Ralph fiennes tek başına bir olay zaten. Sonra Adrien Brody, Jude law, Edward Norton, Harvey Keitel derken filmin kadrosu giderek muhteşemleşiyor. Senaryosu o kadar renkli ve akıcı ki, sanki film bir solukta başlıyor ve bitiyor. Anderson'un simetri takıntısı filmin her sahnesinin renkli bir tablo gibi görünmesini sağlıyor.
Reha Erdem - Kosmos
The basketball diaries ve call me by your name her zaman bende başta gelir