KOLTUK
(0 yorum)Kurtlanmış ruhlar, kendi kendilerini yok eden insanlar, hayatsızlaşmış hayatlar, kendilerinin de geçtiği yolları bir başkasına zehir etme hayaliyle geziniyorlar aramızda. Tüm düşünce gücünü iş yerine adayan zihinler, varoluşlarını koltuklarında bulan, bu koltukla, mevkiyle, ünvanla karakter kazandığını sananlar, zihnini çalıştırmayı üniversite son sınıfta bırakanlar, iletişimden yoksun, birbirinin kuyusunu kazan ve bunun için ciddi mesai harcayan, filiz görünce üstüne basmaya azmetmiş, gelişime ve yeni düşüncelere kapalı sertleşmiş kütükler, koltuğundan güç alıp insanlığını koltuğa bırakanlar, sorumluluğunu yerine getirmeyip başkasına yıkanlar, hep bir bahanesi olanlar, çalışmayanlar ama en çok yorulanlar, lafa gelince sistemi eleştirenler fakat sisteme en çok katkıyı sunanlar, herkeste kıskanacak bir şeyler bulup bu duyguyla kişileri yok sayanlar…
Mecburiyetlerle kazandığınızı sandığınız “saygı” mecburiyetler yok olduğunda yaptıklarınızla beraber size zül gelip, düşman kazandıracaktır. Zira kazandığınız saygı değil, sizin oluşturmaya çalıştığınız bir “korku dünya” sının yansımasıdır.
Üstüne oturduğunuz sadece ve sadece bir “koltuk”: üstüne oturur, rahat ederiz, başka bir işlevi yoktur, size sizde olmayan bir işlev ya da özellik kazandıramaz, mutsuz dünyanızı iyileştiremez, kazanamadığınız saygınlığı oluşturamaz, düşündüğünüz gibi bir koltuk henüz üretilmedi.