KOYAANIQATSİ
(0 yorum)Koyaaniqatsi 1983 yapımı ve Qatsi üçlemesinin ilk filmidir. Uzun metrajlı olmasına rağmen anlatıcısı yoktur ve anlatıcının olmaması filmin görsel şölen içerdiğinin en büyük göstergelerindendir ki 1983 senesi için imkansız denilebilecek karelerin kullanılması bunu kanıtlar niteliktedir. Filmin çekimlerinin neden 7 sene sürdüğü ise bu şekilde açıklığa kavuşuyor sanırım. Bu sahnelere örnek verecek olursak, Godfrey REGGİO helikopter çekimi diye adlandırılan gökyüzünde hareket halinde olan kamera açılarını başarılı bir şekilde kullanmış ve bu karelerle olağan üstü etki yaratmayı başarabilmiştir. Bugün dahi Türkiye'de vizyona giren filmler arasında bu çekim açısını kullanmış pek az film sayılabilir.
Film mağara resimlerinin verilmesi ile başlar , doğadan manzaralar, dağlar tepeler ve boş araziler görürüz derken bu boş arazilere iliştirilmiş elektrik trafoları, barajlar, fabrikalar izleriz. Doğallıktan kopmaya başlayan, doğayı kullanmaya başlayan; yani sahilde bikinileriyle güneşlenen insanlar takip eder bu görüntüleri. Sonrasında bu insanların yaşadıkları yerlere inilir; binalar, gökdelenler, fabrikalar... Tüm bu geçişlerde görüntüler ve müzik de hız kazanmaya başlamıştır.
Şimdi filme bu görüntüler ve müzikleri referans alarak Godfrey REGGİO'nun bakış açısıyla bakmaya çalışalım ve belgesel türünde bu filmi adından başlayarak incelemeye koyulalım.
KOYAANISQATSİ, Hopi dilinde çılgın hayat, dağılan hayat, dengesiz hayat anlamına gelmektedir. Godfrey REGGİO filmin adını dahi özenle seçmiş olacak ki , filmin adı özellikle kırmızı renkte ve yapılan müzik eşliğinde hipnotik bir etki ile vurgulanmaktadır. Anlam, renk ve müzik birlik olarak size KOYAANISQAATSİ adını fısıldamaya başlar. O an müziğin etkisindesinizdir ve Philip GLASS bu filme yaptığı müziklerle sizi esir almıştır. Filmin adının yazılışında kırmızı rengin seçilmesinin nedeni bir çok semiotik yoruma açık olmasıyla birlikte kimilerine göre Kırmızı Balon filmindeki gibi ideolojik mesaj, kimilerine göre ise anarşik bir baş kaldırının rengini yansıtabilecek en doğru rengin kırmızı oluşundandır. Godfrey REGGİO filmin hipnotik etkisini sağlamak için tabi ki sadece kırmızı rengi ve müziği kullanmamıştır. Aslında bu etki için filmi unutulmaz bir manifesto yapan Time Lapse tekniğini 1983 senesinde kusursuz bir şekilde kullanmıştır. Yani filmi izlediğinizde sizi yoran, esir alan, hipnotize eden üç şeyi şu şekilde sıralayabiliriz: 1) Görsellikteki mükemmellik 2) Philip GLASS'ın müzikleri 3) Time Lapse tekniği. En çok üzerinde durulması gerekenlerden bir tanesinin kullanılan bu teknik olduğunu düşünmekteyim. Aksi takdirde film cut geçişlerle birleştirilmiş epizotlardan oluşacağından vermek istediği mesajı veremeyecekti. Bu nedenle Time lapse tekniğinin ne olduğuna ve Godfrey REGGİO'nun bu tekniği kullanarak bize neyi, nasıl anlattığına biraz göz atalım.
Time place tekniği kısaca belirli aralıklarla elde ettiğimiz görüntülerin hızlandırılmış halidir. Mesela en basit hali ile örnek vermek gerekirse televizyonlarda sadece Ramazan ayında gördüğümüz bir çiçeğin on saniyede açması görüntüsüdür diyebiliriz. Ya da KOYAANIQATSİ de gördüğümüz üzere akan trafiğin hızlandırılarak görüntünün akan bir ışık huzmesi halini almasıdır. Teknik kısmı bizi ilgilendirmiyor denebilir. Fakat bu filmin bize anlatmak istediklerinin anlaşılagelmesi için teknik kısmının da bilinmesi gerekmektedir.
Godfrey REGGİO Time lapse tekniği kullanarak şehir trafiğini sürekli akan bir ışık ya da elektrik huzmesi halinde işlemiş ve bu şekilde de bir kısır döngünün içinde sürekli hareket eden bir mekanizma olduğunu anlatmayı başarmıştır. Bu mekanizmanın parçalarının ölümü, araba hurdalığı ( mezarlığı) ile izleyiciye sistemin çalışanlarını ne denli çürüttüğünü başarılı bir şekilde anlatmıştır. Aynı etkiyi yine time lapse tekniğini kullanarak insanların yürüyen merdivende hızlı hareketleri verir ve bu elde edilen hareketli görüntülerle verilmek istenen mesaj ise aynı dişlinin parçaları olan insanların sürekli dönerek o dişliyi işlevselleştirmesidir.
Bu dişli içerisinde robotlaşan insanlar ise yukarıdaki karede gayet mükemmel bir şekilde verilmiştir. Bu robotlaşmışlık içinde modern olmak uğruna verilen tavizler ve gelişmişlik içinde mutlu mudur acaba insanlar diye sorgulatır bize hayatı REGGİO.
Filmin sonlarına gelirken gelişmişliğin ve modernliğin bilinen son aşamasını temsil eden uzaya roket atılışı sahnesi girer kadraja ve bu fırlatmanın sonucunu bekleyen onlarca insanın umudunun tükenmişliği herkese biraz tanıdık gelmiştir sanırım ?
Ve beklenen olur; roketten bir parça ayrılıp yer yüzüne düşmeye başlar ki insanın kendini yok ediş öyküsüdür bu sahne. Modern yaşamlar için robotlaşan insanlar, doğadan çaldıkları ile yaşayan bir ırk ve bir gün kendi teknolojisinin kendi sonunu getireceği modern yaşam silsilesi. Filmin sonu da bu anlam yoğunluğuna uygun olarak Hopi lere bırakılmıştır ve hopilerin kehanetleri ekranda gözükür.
''Eğer topraktaki değerli şeyleri kazarsak, felaketi davet etmiş oluruz.''
''Arınma gününe geldiğinde, tüm gökyüzü örümcek ağlarıyla örülmüş olacak.''
''Günün birinde gökyüzünden bir kap kül atılabilir ki o küller toprağı yakıp, okyanusları kaynatacaktır.''
UFUK PALTA