Hep anlatıp durduğum şehri geride bırakalı bir saati aştı. Gökyüzü gri, ormanlık bir dağ yolundan ilerliyorum. Yeşilin bu tonunu çok özleyeceğim. Küçük bir y...
Hava yağmurlu. Küçük mü küçük kırmızı bir kafedeyim. Dışarıda yan yana dizili dört masalı bir çardağı var. Üzeri kırmızı tenteli, şeffaf bir muşamba ile kapl...
Çıt çıkmasa, dökülsem ortalığa
Saçılsam dört bir yana olanca gürültümle
Çıt çıkmasa, kanasam oluk oluk
Fışkırsa canım kesik kesik, soluk soluğa
Hey E! Çok zamanım yok, sesimi duyuramayacağım sana. Bugün seni anlattım öyle geçiştirir gibi. Aklım bulanıyor. Ukte denen şey ne imiş anlıyorum. Çok zamanım...
Şu kısacık birkaç dakikamda ne yazabilir, ne anlatabilirim ki? Bu şarkı beni kendisi ile uzaktan yakından alakası olmayan bir yere götürdü, doğuda bir sabah,...
Sanırım artık çook uzaklarda aklımı bulandıran o tatlı düşler. Yabancısı olduğum bir şehirde yalnız başıma bir yaşam sürüyorum. Yalnız şehre değil insanlara ...
Kendini yazmaya zorlamanın bir faydası olmadığına inanıyorum. Bazenleri aylarca içime suskunluk çöküyor ve yalnızca yaşadığım oluyor. Bazenleri ise susmak bi...
Bazen günümüz şarkılarının neden eskiler kadar içe dokunmadığından yakınan birkaç cümleye üşenmeden cevap veririm. İnsanın duygularına tesir eden her şey öze...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok