Her yıl Cumhuriyet Bayramında
Atatürk’ün sesini duyar gibi olurum,
Bir memleket yaratan sesini;
Okulda, fabrikada, tarlada,
Kışlada, Mehmetçiğin dudağınd...
Şiirin şarkıya dönüştüğü o dizede bekliyorum
Yüreğim yaprak yaprak dökülüyor
Gece tek gözünü iyice açmış
Ay ışık saçtıkça sularımı yükseltiyor
Nehirle...
Olmadığım biri gibi görünmek için
bu çabam,
kınama lütfen
uzun, çok uzun zamandır
var olmanın yegane şartı bu,
olmayanın büyüsü çabuk unutulur
göze bat...
Gözlerinle bakma bana
Yüreğinle gör,
Öyle tanı beni
İsterdim
Dilim dönüpte söyleseydim
Derdim bir bir olan biteni
Böyle -içimde okyanuslar biriktir...
Ankara gibi yorgun yaşlı
Baharlara hasret kalırken
Kışın kasvetinden kopamayan ruhum
Sonsuz zamandır hüzünde
Yaz sanki hiç gelmeyecekmiş gibi
Bilindik hislerin yorgunluğuyla
Gizli bir umutla
Cesurca yeni başlangıçlara
Kırık bir kalple yine sonunda
İnandım her defasında
Sevgisiz kalpleri sevgiy...
İzledim akıp giden hayatımı
Uzaktan sanki ben değilmişim
Kendimi bulduğumu sanırım
Defalarca kaybederken
Ne vakit ben ben olurum hakikaten
Yitirir gider...
basit ev, basit yaşantı/yaşantılar, basit düşüş kalkışlar, basit olaylar, basit konuşmalar...
sıraladığım şeylerin tamamı bizi yansıtıyor diye düşünüyorum. ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok