sabahlar oluyor iri ve siyah
ezandan sonra ötüyor tüm kuşlar
bu saatlerde patlıyor göğsümde bir silah
bu saatlerde çalıyor en batılı marşlar
bana rüyanı ...
yedide varır mı? aktarmalı dönüyorum yuvaya
ben bilemem kardeş, kek veririm istersen
peki ne olacak bu halim muavin amca
sana devredeceğiz ya kravat kundu...
kıyısından yürünür genç bir ölümün
ve erken ölümler birikir ömürde
geç fısıldanır kulağına ölünün
senin adın ayşe, senin adın ayşe
elden ne gelir, sen...
sözü dinlenmeyen derviş, gölgede
köhne iştahlarsa ardında
kavuğunu bir kelebeğin önüne
atıp da gelmiş
buralarda abası yanar, derviş
ecnebi gölgele...
buğulu camların üvey evladıymış başım
bazen bir tüy camlara
ağır gelir dedi kabin memuru
düşerse ellerine, düşmezse ellerin dillerine
bin şükür lazım
ay...
kuşlar için ektim, su verdim mısırlara
bekle dediler bir gün konar omuzlara
nafile yitirdik ya vurulmazdı kırbaç
bulutları kaşık kaşık yutanlara
hicveder...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok