Saldım iyice saçı sakalı, hiçbir şeye benzemez bir tip oldum çıktım; tek çıkan ben değilim bu arada, her geçen gün, kızılca ve ağrılı türlü yara çıkıyor vücudumda, ben desen doktora diye çıkıyorum evden anca.


Uzun zamandır aynaya bile bakmadığımı fark ettim bugün yüzüme ilaç sürerken, neye benzediğinden önce yitirdiklerini görürmüş meğer insan yüzünde; ne vardı diyorum bazen keşke daha da ve hakikaten yaşayabilseydim ot gibi, basılma kaygısı gütmeden.


Hayatla etkileşimlerimi indirebileceğim tehlikeli seviyenin çok daha altında bir yerlerdeyim. Niye biliyor musun? Yadırgamıyorum da ondan, ne değişim çekici geliyor, ne bir şeye yahut birilerine özeniyorum, ne kendime dair idealim var. Sadece acımaksızın canım, değmek değilmek ve bilhassa da değişmeksizin yaşamayı bir kez böyle becerip tadını aldım ya, geçti iş işten.


Eskiden hayallerim, benin olmasalar da öyle sandığım İnsanlarım, onlarla planlarım, günlerden para hariç beklentilerim vardı; şimdi o çok sevdiğim para bile vermiyor bana bir şey, başta sağlığım. Dolmuş gibi geliyor, en azından ekonomik ömrüm.