içimden gelmiyor artık bu sefil sabah saatleri

hafızama tutunan duman yetmiyor mazeretime

yerlere kapaklanmak fırsatıydı hayatımın

farkı neydi bu diyarın çorak bedenimle

bir oyun sırasında gölgemi sürerdi çocukluğum 

idrakim yetmedi, tam o vakitlerde dünyalandım


ciddileşen her şafak vakti, yıkım izni verdi

namert inançlar yetmedi beni sabahlamaya

nasıl olsa hâsıl olur diye düşündüm yumruğum

bir gençlik esnasında göndere çektim gözyaşımı

sesimi takdim ettim, sorular bulaştırdığım hayata


nihayet bu akıl istikametsiz her şeyi yarıladı

daralan göğsüme birkaç kazık çakarak

onu bazı nefesler için sakladı


ve sonra olduğum yeri koruyarak yüceldim

alçaldıkça dünya, yücelmek işten bile değildi

her şey ne surette karşıma çıkacak bilirdim

bu artık hiçbir güzellik katmaz bir bekleyişti