Çam ağacında bir kule,

Yakamozda iziyle,

Pegasus'la bir duble,

Yoğruluyor sihirle.


Eli kanlı merdiven,

Sarılıyor elmasa,

Künyesiyle bir şeytan

Tapınıyor aynaya


Fayları kırık sandalın,

Dudakları çatlıyor.

Şaşı gözlü bir fare,

Kedilere çarpıyor


Tunalı'da bir keklik,

Kuralları hep ekti

Çelikten bir benlik,

Kuraklığı o deşti


Üç silahşör balçıkta,

Gözlerinde çamurlar,

Ateşin huzurunda

Dürülüyor sarıklar.


Sisli çağın damında,

Güneşlenir ayyaşlar

Yedi katlı bir dünya

Zirvesinde zambaklar


Nasıl eder taammüm,

Olimposlu Heralar.

Nasıl eder tahammül,

Kutsanılmış peralar.


Sarmaşık ve zincir,

Tek taraflı dindir.

Kalabalık kentin

Karanlık mesleğidir.


Vatikan'ın zemzemiyle

Yıkanıyor duvaklar,

Barbados'un hançeriyle,

Kaçışıyor kartallar


Şirazesi kağnıdan,

Kalır hatır dağlıdan

Tanrıdandır hanedan,

Her emiri manidar.


Koleyzum’a aşina,

Şükran sunar çağrıya,

Günahlara hükümdar,

Ayar çeker yazgıya.


Halo etkisinde bir kuzu

Sütler akan ırmağın, 

Karları, buzulları,

Bıçak seven dudağı.

Tanrıdan bahşedilmiş,

Nefes içen rüzgarı,

Bir yudumda çekiyor,

Hayat denen kumarı.


Albinolu bir mağara,

Meleklerin uçuştuğu,

Beyaz şeytan hünkara

Sunuyor soğukluğu.


Ağaçlar, ormanlar

Hipoksim tavaftan

Bardaktan rüyalar

Dileniyor sanattan.


Havariler bakmadan,

Dalıyorlar cennete.

Kapıdayız hünkarım!

Yatıyorlar secdeye.


Milyonlarca karınca,

Kılıçların ucuyla,

Kaslarında acıyla,

Gözlerinde morluklar,

Yayılıyor asfalta.