Aşk şarkılarımı yazdığım bir sayfasın sen.

Sen olmasan,

Sen olmasan?


Nasıl benzetir insan dağları, bir buket güle?

Bulutların yastık olduğu nerede görülmüş,

Sahici olmayan bir hikayeden başka?

Kayalar hiç yağmur gibi akar mı başıma,

Ki, ne tutacak onları başımın tepesinde?


Nasıl olurda bir ruh konuşur bir çiçek ile,

Yıllardır konuşmuşken hep dil ile?

Yağmurlar kaynar mı ciğerinde insanın?

Ya ölüm, bu kadar çok bağlar mı insanı,

Yoksa işin ucunda bir garip aşkı?


Tavşan ne zaman dağ ile barışmış,

Hangi hikaye, hangi masal o?

Renkleri ne zamandır çalar siyahlar,

Ne zamandır güneş yakmaz insanı?


İnandın mı ?

Hiç insan durdurur mu öpücük ile zamanı,

Döner mi tek bir öpücük ile dünya tersine,

Kim inanır bu anlattıklarıma,

içimde ki çocuktan başka?


İşte öylece bir sayfasın sen,

Çocuk masallarım ile kirlettiğim,

Hiçbir değeri olmayan,

Şarkılara adını verip hüzünlendiğim,

Öylece bir şeysin işte sen,

İçine inanılmayacak masallar yazıp,

Hiç kabul olmayacak dualarımı koyduğum,

Hayali bir kaç öpücük ile düğümlediğim,

Bir bohçasın işte.


Gömsen gömülmez,

Atsan atılmaz,

Aşkı diyar bu,

Birine verilmez.


Öyle ya, insan dediğin,

Masallar okumaktan vazgeçmez...