yüzünden ağzına eğilerek öyle birdenbire

güç bularak yapışkanlığından kelimenin

hançerimden akıtıyorum son damlayı damağına

ve yaşamın çengelinde dört dönüyor yalnızlığım

geldim diyorum, buradayım

çağlayan bir zihinden gürül gürül sıyrılacağım


beş ya da on kez, hatta on beş

bilemedin kırk kezdir dilim dişimden fışkırıyor öfkeyle

suskunlar çok konuşanlardır, hepsi öfkeden, hepsi ekşi anılardan

biz gibi, ben gibi

bir sarmaşığın kökü gibi saplantıyla acındırmak kendimi

belki yüz buluyorumdur bundan, hasta rolü yapmaktan


beyaz bir basamağa ihtiyaç varmışçasına sallantıdayım

sallantıda yatağım

bir sabah uyanmak ve sövmemek hayata

nedir bu nadir olanların hep ihtiyaç olması koynumda

dönüp kendine küsen bir acıdan daha fazlası olmalıydı yaşamım

geldim diyorum, buradayım

çıngırağından tutuyorum serzenişi

çünkü ben, işte ben

altı parmaklı bir kamburun atasıyım