Buğdayların arasında umarsızca koşardık hatırlıyor musun?

Yarışma haline gelmişti bu artık aramızda, sense yarışmayı her kazandığında batan güneşe saçlarını savurup bana dönerdin. Gülümsediğinde çıkan çenendeki gamzeler ve kısılan gözlerinle yanıma gelip sıkı sıkı sarılır, bir dahakine sen kazanırsın diye avuturdun beni. Ama sen de ben de bilirdik, bırak bir dahakini, bu yarış devam ettiği sürece hep senin kazanacağını. Ellerimiz buluştuğunda kucağıma alırdım seni, bundan hoşlanmadığını biliyordum o yüzden her kazandığın yarışma sonrasında kucağıma alır taşırdım seni. Bu yarışmamızın cezası da buydu. Piknik yapmasak bile piknik günü diye adlandırdığımız, kahkahalarımızın havada uçuştuğu günlerimiz hep böyle sona ererdi. Güneş batıyor, seni taşıyorum, kızıyorsun bana ama kısa bir süre sonra başını omzuma koyuyorsun. Bana okuduğun kitaptaki karakterleri anlatıp keşke burada olsalara getiriyorsun sözü. Kaşlarımı çatıp yüzüne bakıyorum. "Ben varım ya, yetmiyor muyum?" diyorum sana. Sense bana, ''Öyle değil. Kitaplardaki en kötü karakter bile buradaki insanlardan çok daha iyi.'' diyorsun. Doğru diyorum, katılıyorum sana. Kulübemize yaklaşınca indiriyorum seni. Lavantalarım ne durumda diye bağıra bağıra, hoplaya zıplaya kulübeden içeriye giriyorsun. Tohumlarını yeni attın oysaki. Biliyorsun pek bir şey değişmediğini ama her seferinde öyle heyecanlı ve mutlu gözüküyorsun ki onlar için, keşke lavanta olsaydım ben de diyorum. Belki bir sonraki hayatımda...

Uzun zamandır kulübemize girmedim, bakmaya bile dayanamıyorum artık ona. İyi olduğunu, mutlu olduğunu sanıyordum. Seni mutlu edebildiğimi, birbirimize yetebildiğimizi sanıyordum ama yanıldım. Tartışmalarımızda senin sessizce benim bitirmemi bekleyip bir sözünle ortalığı alt üst etmenle karşında yanıldığımı, yine haksız çıktığımı, yine kaybettiğimi anladığım gibi. Artık güneş ne doğuyor ne de batıyor benim için. Sana bakıyorum, üstün başın her yerin tozlanmış. Sen de diğerlerinden farksızsın artık. Silkelenip kendime geliyorum. "Sanırım artık yeni bir kitap okumam gerekiyor." diyor ve çıkıyorum o dünyadan. Ama haklıymışsın, en kötü insan, belki de en kötü olay bile gerçek dünyadakinden daha iyiymiş. Görüşürüz sevgilim, belki başka bir kurguda, belki başka bir hayatta.