Belki Tanrı,

Vazgeçmiştir melekleri beyaz yaratmaktan,

Sen kızıllara boyandıktan sonra.

Gecelerin rengi bambaşka olmalıydı belki de,

Çiçek diye sen açmalıydın belki de.

Hani ne bileyim,

Tüm şiir başlıkları, adınla başlasaydı,

Daha mı mükemmel olurdu dünya?

İşte romanları, seni betimlemek üzere

Yazsaydı Rus yazarlar,

Kelime başına daha mı çok kazanırdı sanki?

Ve elbette tüm şarkıları, senin sesinden duysaydı,

Şu bir garip insanlık daha mı mutlu olurdu?


Koca bir hayır.


Geceler olması gerektiği gibi,

Issız ve karanlık,

Ki bu besler ruhunu;

Yorgun aydınlığın.


Şiirlerin, fevkalade olması için,

Sana pek ihtiyacı yok,

Ki dünyanında pek mükemmel olmaya,

Niyeti yok. Utanma, asırlardır böyle.


Ayrıca,

Çiçeklerin ölümüyle elde edilen,

Kokuları sürdürdükten sonra tenine,

Çiçekleri senden daha aşağılık görmek,

İnan bana, dokunurdu etik yüreğime.


Ayrıca, romanlar sensizde gayet iyi,

Ki bilirsin, pek çoğu klasikleşti,

Ayrıca, sefil bir şekilde ölmesi yazarların,

Farklı bir mana katıyor sanırım,

Acımasızca hayata.


Diğer tüm her şey gibi,

Güzelim şarkılarında,

İhtiyacı olamaz,

Zerreden aşağılık zerrene.


Son olarak, söylemeden edemeyeceğim.

Sen boyadığında, bireysel gökyüzümü,

Yalnız karanlığa ve güneş doğmadığında;

Melekler söyledi,

Tanrı bir şans daha verdi,

Sayende kötülükte ikinci Şeytana!