Gül cenneti, sende sürtüğü,

Kulaklarım hayli sıcak,

Gözlerim kan revan,

Karanlık içi,

Gördüğüm safi gürültü.

Gölge adamların sesleri,

Kimselerin yakarışı,

Bu senin eserin,

Bense kendine kurtarıcı.

Havadisleri göklerin,

Sense bir sağır gözleri,

Yılgın bir adamın dar göğsü,

Küfre boğuk sözleri,

Bu kimselerin eseri,

Sebebi, sebebinin sebebi.

Karanlık arsa, top oynayan cinleri,

Korkarız biz yalın ayak yürümeye,

Öyleyse kim kesmiş bu kuru çimleri,

Yürüyelim biz, zaman yok düşünmeye.

Karanlık arsa,

Dar bir ağaç,

Kızgın cümleler,

Soğuk ateşler,

Maviye boğuk dünya,

Ve bir serseri,

Kimsenin bir bildiği yok,

Benimde anlattığım.

Sıcak ten,

Günahkar fikirler,

İnsan düşününce mi günahkar?

Kimseler düşleyince mi?

Süslemek bir düşü günahla,

Eğer bir günahsa,

Vardır en az bin sevabı insanın.

Bilinmeyene gebe,

Bilinmez cümleler,

Kendini bilmezler,

Kimse tarafından bilinmezler,

Bir oyunu kelimenin,

Ne bahşeder fikrine ?

Ne verir sahibine ?

Gül okyanusu, sende sürtüğü,

Yüzmeye doymaz,

Ölmeye doymaz,

Aptallık veren bir dua,

Ceza vermeyen bir sorgu,

Merhametten yoksun,

Safi, kuru gürültü.

Diken sürüsü,

Baştan çıkarılan kimse,

Cezası ağır, parmaklıklar süsü,

Geçmiş olsun, baştan çıkarılan kimse.

Kızıl gökler,

Ak ten,

Gölgesinde bir gölgenin,

Uzak güneşin merhametinden,

Aklı bulanan bir insandan,

Aklı bulandıran metinler.

Siyah çiçekler,

Beyaz bahçeler,

Mor bulutlar,

Kara fikirler,

Zor sorular,

Terleyen tenler,

Bir sorunun cevabını,

Bilinmeyenden öte,

Bahşedecek kimseler,

Ancak bir mezarın,

Soğuk başında bekler,

Şimdi sor bana bir soru,

Cevabını herkes bekler,

Şimdi bana bir soru sor,

Gelmesin hiç sonu.