Başım öne eğik,

Aklım bulanık,

Bir ruh hapis,

Beynimin dehlizlerinde.

Çocuk gibi gülüyorum,

Kör ettiğinde gözlerimi,

Bulutların içinden geçip

Aklımı çelen güneş.

Yollar gidiyorum en çok,

Sözler ve yeminler,

Her yorulup durduğum yer,

Başladığım yolun başı,

Her ettiğim yemin,

Bir öncekinin tövbesi.

Ettiğim ne söz varsa

Birbirine düşman,

Ben pişman,

Sen zaten hiçbir şey bilmiyorsun.

Geceleri gelirmiş incir kuşları,

Bana geceleri ifritlerini gönderir,

Kaygıların babası,

Nefretin dehası,

Acıların annesi.

İşte o zaman bana mezar, koca yatak,

Fikirler çıyanları

Düşler hastalıklı bir kaç düşünce gibi,

Çıkış kapısını görünce geceleri,

Şakaklarımda sanki soğuk bir mermi,

Uyanırım sabaha,

Küfrederek duyduğum acılara,

Uykuya.

İşte ben,

Yollar yürürüm,

Sözler ve yeminler.

Her ettiğim yemin,

Sonrasına bir şaka,

Sözler birbirine arkadaş,

Elbet samimi değil,

Yol desen yine aynı,

Üç adım ileri,

İki adım geri,

Durduğum her durak,

Zaten başladığım duraktan,

Bir adım öte, iki adım geri...