Ben seni biliyorum dedim, ben seni biliyorum

Birkaç yüzyıl öteden aldı kuşku beni, koydu kanlı Orta Doğu'ya.

Şimdi ellerin gün batımına açılan bir kutup yıldızı alın yazımda.

Apansız bir kara sevda, apansız bir direniş.

Ben seni biliyorum dedim, ben seni hissederim zalim diş.

Uzun uzadıya gelir ak saçlı türkünün sesi,

Tutturdu bir kızıllık ellerin, göğsüme birkaç diken serpilmiş.

Ben seni biliyorum dedim, ben seni parmaklarından tanırım ey ikircik.

Her göçen kuşun izi kalır göğümde.

Şimdi sen bir aynaya dokunur gibi buğula kanımı neşterinle,

Yoksulluk bu, alışırım belki ama şunu bil ki kalemimin avuçları kesik kesik.

Damıtıyorum şiirimi gözlerimle tenine ince, narin.

Senin üstünde boğazlı kazak, ben alacalı bir tutkuyla dilimde,

Beyaza çalan ne varsa düşelim peşine dedin.

Olmaz siyahla yarışan ne varsa ant içelim dedim.

Ben seni biliyorum yahu, ben senin emdiğin sütü alkışladım ey yalnızlık.

Saçlarından akmaya başladı yalnızlığım, sessizliğe cesaret edebildik.

Kirpiklerim yumuk yumuk, kirpiklerim serzeniş.

Ben biliyorum dedim, ben seni bir öpüşle yonttum sarp kayadan ey sarı bekleyiş.

Saçlarına bahar takılmış bir güvercin kanat çırpar acıdan, yolun yamacında.

Ben seni biliyorum dedim, bir filler bilir seni bir biz ikimiz.

Avunacak yanın varsa sen sus ben bilirim, filler bilir.

Ancak biz ikimiz.