benim gözümün önünde öldürdün,

hepsi biz oradayken oldu.


suçlu aramak adil değil.

bir mahalle bile sorumlu olabilir bundan,

bir apartman kapısı,

kimsenin su vermediği bir sokak köpeği.


şimdi hayıflanacak bir kendi içine gömülü dağ var,

tek köşe bırakılmadı bana,

kendi içimin ıslaklığını ipe serip kurutacaktım.

içimin evlerine birileri taşınıyor.

ben de buyur ediyorum,

gel şu keskin yerlerinden törpülenmiş kırıklarımın manzarasında otur.


sizin kapının içinde soluklanacak vaktiniz var,

bende de bitmeyen bir kaç gün kaldı.

uğuldayan tabiatımı biraz güneşe çıkarıyorum,

kimi acıtsan şimdiye unuturdu.


bir bıçakla dolaşıp duruyorsunuz,

ben zaten her şeyi cehenneme çevirmeye dünden razıyım.

insan hiç doğmadan ne güzel,

fikir olarak ben bile muazzamım.


birlikte gittiğimiz yerleri güle oynaya bir pişmanlığa hazırlamışız,

önünden geçmişiz ve sonrasını başkasının üstüne atmışız.


hızla geçen bir otobüse benzemiyor muyuz?

dönüp bak,

bir boşluktan diğerine birbirimize yol arkadaşından başka ne olmuşuz?