Bayram bitti.
Aile evinden dönüş yaşanıyor.
Uzun süredir ayrıyım aslında ama insan büyüdükçe daha farklı hissediyor.
Babamın yakın gözlüğü var artık mesela. Bir şeyler okurken, izlerken onu takıyor nasıl değişik hissettim. Hala 18’im ben diye dolaşıyor ama o senelerdir hiç değişmedi.
Annem babasını kaybedince eskisi gibi olmadı zaten. Farkında değil belki ama gülüşü bile eskisi gibi değil.
Kardeşim mutlu, gözlerinden anladım. Canım benim, kalbimin köşesi hep çok mutlu ol. Ayağına taş değmesin birtanem. Ablan her zaman yanında.
Bende vazgeçtim bazı şeylerden. Barınamadığım kalplerden de gittim. Zor oldu kabullenmesi, çok yalnız kaldım ama böyle olması gerekiyormuş. Eskiden olsa ağlamaklı olurdum hep, şimdi rahatlamış hissediyorum. Yüklerimden arınmış gibi.
Kalbini kırdığım biri vardı şimdi onu iyi etmeye çalışacağım. Ben iyi miyim de onu iyi edeyim bilemiyorum. Bunu hak ediyor, bende onu mutlu etmek istiyorum. Çok güzel gülüyor bir kere de bana gülsün istiyorum. Sarma sardım onun için, onu götüreceğim. Rengarenk reçeller dizeceğim kalbinin raflarına da, zamanı var ama biraz.
Yol ne garip şey. Gittikçe duygularım daha da büyüyor gibi geliyor. Ailemden ayrılma hüznü, kendi hayatıma dönme sevinci, kedime olan özlemim yoldayken çığ olup içime sığmıyor sanki.
Heyecanlıyım çok ama.
8 senedir bu yolu giderken içimde büyüyen bu heyecanı hiç kimse, hiçbir şey geçiremedi.
Büyümek genzini yakan bir tatlı gibi.
2024, Nisan İzmir-Bursa Yolu