Bir yalnızlık geçti yanımdan
Kimse görmedi
Ben onu adımlarından tanırım
Ürkekçe titreyen ayakları düşlerine dolanır
Böyle bir yalnızlık geçti işte yanımdan
Çarşının denize çıkan sokağında
Kandiller yakılmış, masalar kurulmuş
Nahif gökyüzü pembe ve mavinin ahenkli dansında
Bir tablo olmuş en güzelinden, ilk gülüşüne benzeyen
Aklımda bu düşünceler dolanır
İçimde zincirsiz bir özlem
Ciğerlerimi acıtacak bir nefesim daha kalmamış gibi
Hepsi çarşının denize çıkan sokağında oldu
Ne kimse gördü ne kimse duydu
Bense bu düşüncelerin hepsini bastırıp
Köşedeki kitapçının önüne yürüdüm
Çok sevdiğin, bu yüzden de sürekli tatlı sert atıştığımız
O adamın kitabıyla kesişti gözüm
Sana almak istedim getirmeden de okumak
Kimse bilemezdi senin o çok eşli gövdene değmeyeceğini bunlarının hiçbirinin
Kimse bilemezdi de ben asla inanmazdım
Yalnızlığından ötesi değildim
Sen beni hep yalnız kaldığında sevdin
Bunları yaşadığım sokağı tersine yürüdüm bugün
Unutmak için, geri almak için zamanı kendi dünyamda
Sarhoş bir martı kondukça omzuma
Sabahladığım sahillerde söndürdüm kandillerimi
Bir dilek tuttum içten içe
Son sigaramı söndürürken oturduğum bankta
Göğsüm saçlarını aradı dün gece
Bağıra çağıra ağrıttı solumu
Gittikçe bir terslik var, geldikçe sen yoksun
Tersini yürüdüm işte o sokağı
Kitabın da her cümlesini ezberleyip
Denizin kenarında yaktım, attım
Aramızdaki her şey acı acı duran bir reçineden ötesi değil
Biz bir kemanın telinde...
Beyazıt Çelep
2020-12-05T18:58:51+03:00Çok teşekkür ederim biraz hikaye tadı da olsun istemiştim. Sanırım amacına ulaşmış :)
Esrik
2020-11-11T21:15:16+03:00Kaleminize sağlık, kısım kısım yükselen şiiriniz bazen ahengini kaybederek düzyazıya dönüyor. Bu durumun üzerine düşülürse daha başarılı olacağını düşünüyorum.