Biliyorum ki her koşulda sevişeceğiz seninle,

esas mesele önce kimin giyinecek olduğu,

belki çelişkiler tokuşacak teninde

ya da tedirgin ıslanacak toprağın

ama şartlar ne olursa olsun Ay’ın kaltaklığıyla göz kontağı kurmadan öpeceğim dudaklarını,

birleşmemiz faşist olacak- saçlarını öreceğim,

kente yeni gelmiş karnavallara koşar gibi dizginleyeceğim dünyanın şatafatını,

yanağına kazınmış belli belirsiz gamzelerden bal rengi sular içeceğim,

tekrar gözlemleyeceğim renklerin iflah olmaz benzerliklerini,

en çok da yalnız büyümek zorunda olan çocuklar sevinecek buna,


çünkü bir birleşim sadece büyükleri ehlileştirir- düşün bunu,


zaman boyu savaşlarda verilmiş her türlü kayıp telafi edilecek,

bileceksin ki aydınlıktan hiçbir farkı yok karanlığın

ve o tatlı telaşların anlam kazanınca

tarihe tozlanacak güncel raflar gerekecek.


Belki de bir ihtimal benimle yüzleşecek cesareti tadamayacaksın içinde,

türlü kaçış yöntemleri ekeceksin aklına,

ya hiç çıkmayacaksın yataktan

ya da birimiz bizzat düşecek,

öğrendiğin her kelimeyle yeni kozlar üreteceksin kendine,

sırf yaşadığını hissedebilmek için dalgalandıracaksın durgun birkaç denizi,

ben her şeyini mazur görüp güzelliğinin beni çirkinleştirmesine imkan sağlayacağım,

devam edeceğim sigara içmeye- kısıtlı hareketlerle,

yine de bu balyoz gibi göğsüme inmeyecek demek değil rötuşların,

adabına az evvel tükürdüğüm senaryoları yalayacağım belki de,

utanacağım insan olmaktan ya da başka şeylerden,

ağaran gökyüzü ve ağrımın Tanrı’yla ilgili olmadığına kanaat getireceğim

ama elbette ki aciz dünya görüşüm yok olacak bir yerden sonra,

işte o an tekerrüren öğreneceğim ki her koşulda sevişeceğiz seninle

ve belki bir doğum

belki de bir ölümü taçlandıracak yerdeki kıyafetlerin.