Değersizlik hissi...

Yorgunluk..

Evin tavanına bakarken uzun süredir içinde bulunduğum düşüncelerin içine yeniden hapsolmuştum. İşe giderken, işte, dönüş yolunda... Her anımda... Bu durum tabi ki uzun sürmedi, işverenime kızamıyordum çünkü benim gibi verimsiz bir çalışan sadece boşa masraftı. İşverenim normale göre daha iyi davranmıştı hatta, ne zaman iyi hissedersen dön demişti fakat bunun anlamı benim için kovulmaktı. Sonuçta, iyi olamayacağımı düşünüyordum, düşünüyorum.

 Büyük bir şehirde olsam bu sorun olurdu. Masraflar çokken benim keyfi çalışmamam,ne kadar büyük bir bencillik öyle değil mi? Ailenizle yaşadığınız küçük bir eviniz, yaşadığınız ucuz taşra şehir. İnsan burada yaşayamama hissinden daha iyi neyi tadabilirdi ki? Kendimle baş başa kalmak zorunda olmak, koşuşturmaca içinde olmamak... 

Odamın kapısı açıldı,annem birkaç laf söyledi. Yeni iş aramamla ilgili, neden kovulduğumu sordu. Diğer günlerdeki gibi. 

"Başarısız olmamı kabullenmen gerek anne. Her şeyi yapamam." 

"Anlamadım,neyi yapamazsın? Başlarda sevmiştin işini. "

"Şu anda sonu yaşıyorum anne. İşi düşünemem." 

Annem gitmemekte diretince mecbur doğruldum. Geç kalan açıklamamı yapıyordum, bu kadar merak ettiğini de bilmiyordum ayrıca. 

"Bir süredir iyi hissetmiyorum anne. Ara vermenin iyi olacağını düşündüm." 

"Hasta mısın,doktora gittin mi?" 

"Evet, kan değerlerim normal. Dopamin salgılanan saatlerde uyuyorum.B vitamini tüketmekten tiksindim artık. Koca bir çiftlik yesem bile işe yaramıyor anne, ben mutlu olamıyorum. Mutlu olmak, fotoğraf albümlerinde kalan gülümseme benim için. En son neden huzurlu hissettiğimi bilmiyorum. O kadar uzun zaman oldu ki unuttum. "

Annem yüzüme bakıyordu, ben de gözümden yaş bakmayacak kadar ilerlemiştim artık. Birbirimize bakakaldık çünkü az önce yaşanan konuşma yaşanmamıştı. Benim zihnimde oynanan radyo tiyatrosuydu. Cevapları kendi aklımda söyleyip sindirmiştim ve bana yetmişti.Birine hele de tanıdığım için söylüyorum anneme bunu açıklamak çok uzun bir yorgunluk demekti, bunu düşünmek bile beni yorduğu için susuyordum sadece.Annemin ilk baştaki sorusu olduğu gibi duruyordu ama cevap verecekmişim doğrulmuştum çoktan. Biraz daha bekledi benim cevabımı, kızının tepkisizliği biliyorum onu çıldırtıyordu. Usandığını belli eden laflarla mutfağa gitti. Yemek yapmayı daha çok erteleyemezdi. Benim hazır hissedip konuşmam kim bilir belki bir ömür sürerdi.