Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Ben bu günlerin şafak vaktini de gördüm,
Gün ortasını,ikindisini, akşamını,
gecesini.
Her ilerleyişimde benimle beraber açılan sokak lambaları
tekrardan ...
Gözlerimi açtım, içime aktı zaman. İçime doldu deliler gibi, delirdim.
Aklımı kaçırıyorum.
Bugün günlerden ne bilmiyorum, zaten hiç bilmedim.
Saat kaç?
O...
bana bu aşkta kalan tek şey yaralarım
aldığım her nefes biraz daha üzüntü ekliyor sanki
ölüyorum, işin garibi sürekli başa saran bir ölüm içerisindeyim
...
Bugün ölüyor olabileceğimi öğrendim. Konu birden bire buraya nasıl geldi açıkçası tam olarak bilmiyorum. Tatil için geldiğim şehirde bir iki gün dolaştıktan ...
Bu şehir yalnız insanlar için çok kalabalık,
Bu şehir içinde kalabalıklar taşıyan yalnız insanlarla dolu.
Sabahçı kahvesi yoktur bu yerin
Ama bir sabahçı ...
"Hayatın bize sunduğu nice detayda nice şey saklı olduğunu ama yazmadıkça bunları görmekten uzaklaştığımızı anlamanın bir yoludur bu yazılar… Bir kelimenin b...
gitmek. en çok kendinden. yanlış bedenlerde çürütmek kendini. bolca gözyaşı, akan kan, ruhtan…
bir insanın ruhu kanar mı?
benim kanıyor.
böylesine acı ver...
Vücudumdaki ağrılar beni mahvediyordu. Gecenin bir yarısı aniden başlayan ağrılar tüm gece boyunca beni uyutmadılar. Her gece ağrı dahada artıyordu artık. Ar...
Bu hikaye şüphesiz ki bundan yıllar yıllar öncesine dayanmaktadır. Gerçekliği ne kadar sorgulanabilir olsa da günümüze kadar bir şekilde ulaşmış, Publius Ovi...
Rüyamda devasa bir bilgisayarın önünde ayakta duruyordum. Ve aklımda bir soru belirdi; doğru yerde miyim? "Evet tam da olman gereken yerdesin." diye yanıtlad...
Şermin, odanın köşesinde duran eski aynaya bakarken kendi yansımasından kaçamıyordu. Ayna, hem kendisini hem de geçmişini gösteriyordu; bakmak istemediği o b...
Kapı sert bir şekilde çalınmaya devam ediyordu. Üzerimden kaymış yorganı, gözümü açtığımda aramaya başladım. Eşofmanı üzerime çekip kaymış atletimin üstüne b...
Ahmet Ağa, kapıyı çarptığı gibi içeri girdi. Çizmelerinin toprağını bile temizlemeden sert adımlarla masaya yöneldi, üzerindeki ceketi çekip sandalyeye fırla...
Şenay Keskin, kitapların arasından başını kaldırmadan gözlüklerini düzeltti. Ellerini, sayfaları arasında gezindiği kitabın sararmış kenarlarından çekti, ama...
Köyde susuzluk baş göstermişti. Tek bir kuyu vardı ve o da artık yeterince su vermez olmuştu. Günlerdir çatlamış toprakların ortasında suskun bekleyen kuyu, ...
Berduş Hasan, şehirdeki hemen herkesin bildiği ama kimsenin yakından tanımadığı bir figürdü. Elinde eskimiş bir pikap çantası, boynunda ise tuhaf şekilde par...
Şükrü Erbaş'ın aynı adlı şiirinden.
Uzman, köydeki bozuk su düzenini incelemek bahanesiyle birkaç gündür köyde dolaşıyordu. İyi giyimli ama sade görünen hal...
Şükrü Erbaş'ın aynı adlı şiirinden;
Oktay Muhtar sabahın erken saatinde köy meydanındaki kahveye doğru ağır adımlarla ilerliyordu. Her zamanki gibi başı dik...
Beşinci sabahtayim bu gün.
Günlerden pazartesi galiba.
Herkes bir dinlenme sonrası gelen
o çalışma isteksizliği ile otobüs bekliyor duraklarda.
Etrafımd...
Modern öykülerin babasından...
"Gerçekten de, kadının dümeni erkektir; erkeğin idaresi olmadan övgüye değer bir sonuç elde etmeyi başardığımız işler nadirdi...
Adımları hızlanmıştı fark etmeden, sebebini biliyordu içten içe. Onun için varacağı hedeften çok yürüyeceği yol önemliydi. Sevmiyordu ruhsuz, cansız, dümdüz ...
Genç adam, evliliğinin yedinci yılında hâlâ Hatice’ye aşık, çocuklarına bağlı bir babadır. Kasabadaki kırtasiye dükkanı küçük ama huzurlu bir yaşam sunmuştur...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok