Dumanla pekiştirilmiş geceler ve sabah ezanı hıçkırıkları

Adımlarımda yine günün ilk seferine yetişme telaşı

Bir ahbapla karşılaşıyorum, bir iki fasıldan sonra öğreniyorum ki

Haber alamadığından merak ediyormuşsun beni, etme!

Eskisi kadar sık takılmıyorum Arap’ın meyhanesine

Yanlış anlaşılmasın, dön diye demiyorum.

Yeni bir mesken edindim; birası daha ucuz, mezesi daha taze Arap'ınkinden

Senden sonraki günlerin çetelesini tutuyormuşsun, tutma!

Pek de bir şey değişmedi esasında

Hâlâ kalkamıyorum kahvaltıya, uyanamıyorum alarma,

Ve hâlâ nefret ediyorum guguk kuşlarından

En büyük korkunu da biliyorum, korkma!

Senden sonra kimse soluk soluğa kalmadı yanımda

Kimseyle yorgan çekiştirme kavgası yapmadım da

Hem zaten şehveti tetikleyen aşkmış, anladım bir yosma koluma girmişken Beyoğlu'nda

Anladım ki huzur, bir başın bir omza konması kimi zaman.

Aklıma geldi yine o günler ve ben -di'li geçmiş zamanlara hapsolmak istedim

Devam etti ahbap, ''Benden sonra gelen giden var mı?'' diyormuşsun

Söyleyeyim, sen gittin ve senden sonra ilhamdan başka hiçbir şey gelmedi

O da öyle anlatıldığı gibi peri falan değil, aynadaki mendeburdan halliceydi

Bir de kaldırımlara vurmak geldi içimden kendimi

Duvarlara sormalıydı niye gittiğini...

Boş bir parkta, boş bir banka ilişti gözüm

Ve şimdi boş bir parkın boş bir bankına,

En az o park ve bank kadar boş bir adam oturacaktı...

Yanımdaymışsın gibi hayal kuracaktım

Ve aramızdaki bunca farka toplumun tepkisini düşünüp yakacaktık sigaramızı

Manzaramız katliamlara karşı

''Allah’a'' emanet dedi çekip giderken ahbap

Dedim ki Allah, emanet kabul etmez!

Bir tövbe-i istiğfar çekip ekledi,

Belli ki sıkıntılısın, yükün ağır, Allah sabır versin

Allah ha, dedim, Allah!

Allah’ın işi gücü yok, seni beni mi düşünecek

Hele de beni,

Süreya'yla, Nazım'la, Orhan Veli'yle aşık atamayan bir şair müsveddesini...