gün aydın/gün!
azimle büyüdün sen
arkanda kanatlarından inen tüyler
-onlar, kağıtlara retro fotoğrafları çizen-
pegasus ulaştırmıştı seni suskunca
siyah bir sayfaya inip, ne kadar
kadar parlatabilirim, sormuştur kendine elbet
nasıl sormaz, siyah bir sayfa o
yol culuğu/yol belirlemez
***
dün/büyü dün belki?
parmakların bir kuş kafesinin içinde
vuruyordu kanlara peyderpey
hissettin mi hiç sarhoşluğunu damarlarımın
gözlerinde ufak lambaların parıltısı
yok olduğunda
yanıyordu belki birkaç güneş
çünkü elbet akacaktı o sel
***
kendi uzamında yayıldın büyüyünce
ellerinde kaç/bir çiçekle -korkuya açılan-
ama en güzel kaç/bir rengiyle
görüp de tanıyamadığım
bir paradoks olur belki bundan
göremeyip sadece benim tanıdığım
her gecesinde ufak bir odanın, işe yaramaz
bir ışığın altında dünyayı yutuyorum
tek renk de sen olursun belki
tanıdığıma emin olduğum
kendine boya beni
Deniz Can Özen
2020-09-09T14:49:49+03:00işe yaramaz bir ışığın altında dünyaları yutmak. sağlam yazmışsın babuş.
Sena Türkmen
2020-09-09T13:01:26+03:00Şahane şiir olmuş. Muhakkak başka şiirlerinizi de okumak istiyorum... Kaleminize sağlık ve hoşgeldiniz. :)
Serhat Tepe
2020-09-09T11:48:26+03:00Söz oyunları, imgeler, bütünlük; efsane bir şiir olmuş. Elinize sağlık.
werther's lotte
2020-09-09T08:37:20+03:00"Kendine boya beni." en sevdiğim kısım oldu. Güzel bir şiir, temiz.