Şimdi anladım bahar geldi. Dalgın bakan gözlerimi çiçek açmış bir ağaca çevirip zihnimin içinden çıktım. Komşunun bahçesindeki güller açmış, eve çıkarken kokularını aldım. Balkonumda, küçükken bana yazı sevdirmeyen o böceklerin ölüleri... Annem, benden önce anlamış baharın geldiğini de önlemini alıp ilaçlamış her yeri. Şimdi anladım, bahar geldi. Ilık ılık esen rüzgar, bir dalga gibi tenimi tazeledi. Bana, tüm bahçelerdeki çiçek kokularını, toplayıp getirdi. Şimdi inanmam artık "Hiçbir çiçeğin kokusunu alamıyorum." diyenlere. Menekşelere bile siner başka çiçeklerin kokusu, onlar bile kalmaz kokusuz. Şimdi anladım, bahar geldi. Müzikler değişti, dansa kalkma isteği geldi. Kış uykusundan uyanır gibi kalktım zihnimden, açtım gözlerimi yeşilliklerin içinde. Sen bir deniz kıyısında Güneş, içine yıldızlar düşmüş gibi denizi ışıldatırken belki beni sevebilirsin. Belki varlığım artık sana hissettirmez yalnız kalma isteğini. Ama benden önce, baharı sevdiğini görmeyi isterim. Derin bir nefes almanı ve başını kaldırıp bulutsuz maviliğe bakmanı... Yoksa seni, sana geldiğime nasıl inandırırım? Sana nasıl anlatırım, sırf çiçek açmak için budadığım dallarımı? İlk önce baharın geldiğini fark et, ben seni kışa kadar beklerim. Sonra yeni bir uyanış için zihnime çekilirim. Her düşünce bir rüya... Hatırladığım rüyalar bilge yapar beni. Ama ben seni bir rüyada görmedim ki. Uyandığımda karşımda olmalıydın, bir ufuk çizgisi gibi. Şimdi anladım, bahar geldi. Ellerini tutup o iskeleden koşarak atlamayı istedim, beni boğmayacağını bildiğim sevecen maviliğe, beni boğacağından şüphelendiğim ellerinle.