Bu dünyaya gitmek için gelmişim.


Sararmış ağaçlar, yeşermiş ağaçlar

Etrafımda oynamış ay ve güneş

İnsanım ben insanım

Bu taşların üzerinde yekpare


Şaşırmak bana, utanmak bana

Çimlerde koşan bir kedi gibi avare


Sesleri duymuşum, suslara uymuşum

Hep bir kere kalabalıklar içinde

Ekmek bölmüş su içmişim

Yaşam bu paylaşılır, bölüşülmez


Hürüm de imanlıyım da sakinim de

Duvarlara küsmüşüm suç mudur?


Bir yokuştan yuvarlanmış,

Bir düzü görmüşüm kendimde

Ey düzeen!

Ey beni kendine katmayan çark

Aklıma bir parça ekmekle gelme


Ben dünyaya gitmek için gelmişim

Düzen, düzülme karşımda

Beni sarhoş etme


Gideceğim,

Cebimdeki son beş lirayı sana vermeyeceğim.