Soğuğun yaralayamadığı çocukların dilinden konuşabilen oldum. Gök gülümsemedi yüzümüze. Mutluluğu aramadık bizde. Eski bir gün anlamadık babamızı, yeni bir güne uyandık babamıza dönüştük. Adımlarımızın boyu aştı boyumuzu. Ellerimizle ulaşmak zordu, yüreğimizle dokunduk hayallerimize. Ama hüsran karşıladı bizi yolun sonunda. Ses etmedik ruhlarımızın eskidiğini anlamamak için. Anlamaktan kaçmak için. Anlamaktan kaçmak herkesin bilebileceği bir şey değil diye umuyorum.
Ödümüzün koptuğu duyguların bizi boğarak uyandırdığına şahit olduk sonra. Ve artık korkmamaya yemin vermeye başladık. Aynaya karşı konuşmanın başkasına konuşmaktan daha sağlıklı olduğunu çözdükten sonra mühürledik dudaklarımızı. Ne öptük sevgilimizi, ne bir güzel söz söyledik. Ne bağırdık, ne de nefesi ağzımızdan verdik. Doğru karıştı gitti yanlışın içine de kurtaramadık. Şeytan bile oynamaktan kaçar oldu bizimle.
Sözlerin mübalağasını normali bilmeye başladık hayatımızın.
Ahlakı öğreten büyüklerim itti beni şimdi ahlaksızlık uçurumdan. Kuralı da yok yaşamın, çerçevesi de. Kanun öğretemez artık hiçbir öğretmen. Öğrendim artık öğrenmem gerekeni. Teşekkür etmek zor, özür dilemek zor, gülümsemek zor. Dünyaya bir dumanın filigranı çöktü, gözlerim net görmüyor da artık.
Teşekkürler dünya,
Özür dileriz dünya,
Asalak gülümsemelerimin hepsi sana dünya.