Çabuk Yaşa!
Çabucak yaşa,
Zaman, zamanla,
Saldırıyor ruhuna, illet gibi,
Hasta ediyor ruhunu, korku gibi,
Baş dönmeleri,
İstanbulun dalgalı denizleri gibi.
Acıyor yaraların,
Umudun gibi,
İstanbulun aç martıları gibi.
Mektuplar yazıyorsun kendine,
Üstelik beyninin içinde,
Baharda dökülen yapraklara,
Yazılmış o şiirler gibi.
Şarkılar yazıyorsun kendine,
Üstelik ağzının dışında değil,
Söz uçar yazı kalır derler,
Senin ki yine uçacak gibi.
Ruhun gibi titriyor ellerin,
Uçucu hayaller,
Yanıcı hayaller,
Dökülmüş ruhuna,
Yanacak gibi.
Yıkık harabelerin,
Harabe yaşayanları,
Kara demlik,
Hayale dalmış harabe,
Su kaynayacak gibi.
Mavi ateş, mavi gece,
Yarın unutulacak bu sözler.
Hayır, şimdi,
Yarın unutulacak bu sözler.
Çünkü saat henüz 01.00,
02.00 sularına doğru,
Saat kendini geçecek gibi,
O yüzden şimdi.
Bugünün fırsatları,
Dünlerin yansıması,
Bugün, bugünün,
Yarın değil,
Hayır şimdi.
Bizzat yaşayanlar var,
Bizzat ölenler gibi.
Evet, şimdi,
Ruhun yaşıyor gibi.
Karışır ruhuna hayatın zehri,
Parlıyor gözlerin, evet,
Parlamayı bırakacak gibi.
Evet yaşıyoruz,
Yarın ölecek gibi,
Evet şimdi!
Çünkü ruhun ölecek gibi!