Ne kadar acıdır çocuğa kalmak arkadaşsız,
Şu masum hayatını şenlendiren salıncaksız.
Ne kadar acıdır salıncağa kalmak çocuksuz,
İçini ısıtan o ellerden yoksun tek başına sallanmak soluksuz.
Yağmur, en kuvvetli eşlik edici vasıtadır öyle günlerde,
Hafif rüzgar, yüzündeki tüm hatları çizerken keskin bıçaklarıyla,
Kanarken yüzün, şişmişken gözün,
Sadece bir şarkı dinlemektir en büyük devrim.
Birazdan çocuklar da gider, salıncaklar da devrilir.
Hayatın yutmak gibi bir yeteneği varken güzel şeyleri,
Neden gülelim ki?
Hezeyan konuşmalar bir sevgiliyle,
Yahut birkaç anlamlı kelime söylemek toz basmış bir arkadaşla,
Söylesene, ne farkı?
Üşüyorum, sokaklar kendine çağırıyor,
Bense kapanmış mutfağa, kafamı masaya vuruyorum,
Bu masa daha nice acı görecek?
Bu salıncaklar daha devrilecek,
Ve tek bir çocuk,
Tek bir salıncağa binemeyecek.