Ölmüş ruhların hatıralarıyla uyanıyorum

Baş ucumda bir çanta

Şu bol ceplilerden

Markası da fiyaka ama

Şu yeşillerden

Bir devrimcinin çantası bu

Bir devrimcinin nesi olur ki?

Boş kovanları

Aldatılmış vaatleri

Kahrolunmuşlukları

Elmacık kemiğinden inerken yakılan

Gözyaşları.

Ama hayır açıyorum çantayı

Yontulmuş tanrılar

El yazması kutsal bir kitap

Taş, ağaç tabletlere işlenmiş

Yüzsüz silüetler

Bilirsin dostum;

Kılıçvari diktatörlere karşı

Devrimcinin zırhı vardır.

Tanrı onlara insan yüzü

Bahşetmiş

Kutsanmış yağmurları vardır

Çarpar yüzümüze

Bir de müzikaldirler

Örs, orak ritim tutar

Kurşuni bir ezgidir

Çınlanır şehvetli, kulaklarımızda

Bir de kitabı var

Ruhumuz kar tanelerlini emziren bulutlara hasret

Kızıl kanlarla bezenmiş limanlar,

Diyor.

Çağlar, çığırlar; savaş çocukları

Şimdi de karaçamlar sürünerek terk ediyorum

Bütün inançlarımı