Takatinin kalmadığını anladığın vaktin biraz evveli. Buğday tarlasında mayhoş kokulu siyah kısa kollu tişört ile uzanmışım sahi. Fiziksel yorgunluğum o kadar fazla ki gözlerimi dahi açamıyorum. Derdim dert değil, stresim stres. Her şeyi uçlarda yaşamaktan sıkıldım ve bu benim rutinim haline geldi. Sıkılmaktan sıkıldım vesselam.


Her gün her haliyle köküne kadar yaşasam da var olmak kaydıyla kenarda oturmak istiyorum. Dünyanın bir kenarı olsaydı eğer, orası kesinlikle benim olmalıydı.


Başına güneş geçmeye başlıyor galiba, zaten de güneşin tam tepede olduğu saatler. Etrafta ne bir ses, ne de bir hareket. Nefesim ve sinekler var tabii. Bi' de müzik, beynim patlayana kadar.


Gözleri kapalı ama açtığında hangi manzara olacağını az çok tahmin ediyor. Başıboş bir dünya, zıvanadan çıkmak için uygun koşulları bekleyen bir genç, doğanın dönemsel nizami boktanlığı. Her şey o kadar opak geliyor ki hayatta iyi diye bir şey kalmamış, sadece sen.


Seni buldum ya; seni düşledim, "iyi ki"lerinle düşledim, gözlerindeki iyiliği çalmaya çalışan alçak sahte kralları izledim, müstakbel kralların göremediği soytarıları izledim. Sen fedakarlığınla da varsın, şarkılarınla da. Velhasıl seni güzel düşledim, beni düşleyişinin gerçeklik payını resmederek geçirdiğim günler hatırına düşledim.


Bir de sinekler var vesselam. Afaki vızıltılarının altında yatan güzel melodinin ürünü olan, sineklerde var olan değil; insanların görmek istediği olan sinek. Haksızlığın görünmeyen ürünleri. Kafa şişiren, aslında bir şeyler hatırlatmaya çabalayan sinekler. Bir yere varmaya çalışanlar.


Nefesi var, alıp veriyor lakin o kadar daralıyor ki, tüm her şey boğazına dizilmiş, uzay boşluğunda mütemadi bir bağırış istemişti oysaki.



Gözleri yanıyor, kafası kaşınıyor ve meraklanıyor ama yapamaz. Çünkü...



Neden böyle olmak zorundaydı ki, sen hiç hiçten hiç var olduğuna tanıklık etmedin mi?


Haliyle kalbi var, nereden geldiğini ve nereye gideceğini asla kestiremediği, yerinde durmayan bir kalbe sahip açıkça. Günün her saati sağa sola koşturuyor. Hem kendini hem de onu yoruyor. Titremekten bir hal oldu. Bunların farkında olmam da cabası. Ziyanı yokmuş be. Ziyanı yok da, gel bunu bi' de şuuruma anlatsana.