Lisede en sevdiğim ders edebiyattı. Edebiyat ile tanışmam nasıl oldu, hiç bilmiyorum. Hep hissediyorum o şairlerin içindeki yarayı. Hep yara bere doluydum. Bir söze bin dize dökmek istedim. Ve yazmaya başladım. Hiç bir amacım olmadan -kendim olmak için- kendimi bulmak için yazdım. Yazdığım satırların ardına arkasına bakmadım. Öfkelendim, yazdım. Çok sevindim, yazdım. Çok kırıldım, incindim, yazdım. Bir sürü defter eskittim. En sevdiğim defterim, yeri bende hep ayrı olan, içinde kendimin bile tarifleyemediği bir yükle hüzün dolu defterim. Onun özel bir adı bile var.

"Yeşil kaplı hüzün defteri"

Edebiyatı hep sevdim. Bugün Turgut Uyar'ın ölüm yıl dönümü, yaşamımda birçok yerde onun en sevdiğim şiiri olan "Sevgim Acıyor" şiirini içimden haykırarak okumuşumdur.


Yazık sevgime diyor birisi

Güzel gözlü bir çocuğun bile

O kadar korunmuş bir yazı yoktu

Ne denmelidir bilemiyorum, sevgim acıyor

Gemiler gene gelip gidiyor

Dağlar kararıp aydınlanacaklar

Ve o kadar


Ve acıyan sevgim ile kaldırıyorum başımı, göğe bakıyorum. Durma dünyalı, göğe bak.