Mazi utanıp sustuğumuz günlere sinmiş

Öldürdüğümüz onca vakit sanki itilmiş

Hiç doğmamış akşamların eksildiği yardan

Artık bana muhbir bu gönül belki de hardan

Zahir yüreğin yangını kallavi değilmiş


Görsem ki donuk gözlerimiz aşk ile kalmış

Duysam ki zaman yılları hışmıyla kapatmış

Bir şi’r okurum zât-ı Velî’den ya Cevat’tan 

Artık bana muhbir bu gönül belki de yardan

Vuslat baharın en uzağından da ırakmış


Ruhum sıladan ayrılarak cânımı bulmuş

Dildar ile hemhal olup ol canda durulmuş

Bir can ki sarılmış güze kaçmış da bahardan

Artık bana muhbir bu gönül belki de zârdan

Zira yine yorgun, yine yaprakları solmuş


* Mef’ulü mefâ’îlü mefâ’îlü fe’ûlün