Gözlerimi kapatıyorum karanlığın ortasında, beliriyor geçmişe özlem. Derin bir nefes alıp veriyorum, birden etraf geçmiş kokuyor. Geçmiş günler, geçmiş yiyecekler, geçmiş kokular, geçmiş aşklar, geçmiş dostluklar... Geçmiş, bütün geçmişliği ile beraber geliyor yanı başıma. Kokusu yetmiyor gibi sesler de doluyor kulağıma. Gözümden bir damla yaş düşüyor toprağa. 


Nefes alıp vermek zor geliyor, aldığım nefesi hapsetmek istiyorum. Unutmak... Geçmişi, kokusunu, sesini, özlemini unutmak ne acı geliyor. Bir cam fanus içine hapsetmek vardı onu. Oysa o içimde ince bir sızı. Geçmiş ama geçmemiş, hiç eskimemiş. Eskiyen benim. Tozları üstüne toplayan ben; duyguları körelen, hayata yenik düşen, her yenilgi ile yüzüne bir çizgi eklenen ben...


Gelecekten isteğim yok. Gelecekten beklentim yok. Gelecekteki güzel günler, mutlu anılar hepsini alsınlar istemiyorum. Versinler bana geçmiş kokan günleri; anıları, gülüşleri, sevdaları versinler bana, bağıra bağıra yaşayan, hayatın tadını çıkaran çocukluğu. Ağır geliyor bu yükler olmuyor bir türlü, kaldım ben bu sınavdan. 


Dört duvar oldu bana çilehane, hayat oldu gardiyan. Geçmiş oldu beklenen, istenen ama bir türlü gelmeyen, gelemeyen. Uzaktaki sevgili gibi kokular, sesler gönderen geçmiş bir sevda gibi yarasın içimde. Geçmeyen, bitmeyen her gün daha da çok istenen, özlenen...


Yüreğimde koca bir boşluk, o boşluğu doldursam her şey tam olacak. O çocuğu, o geçmişi, o vuslatı bulacak gibiyim ama bilmiyorum, nerede o parça? Ne zaman aramaya kalksam o parçayı, geçmişten bir koku, özlem, bir ses en çok da geçmişten bir sızı gelip giriyor o boşluktan. Elden ne gelir bilmiyorum. Sanki ara geçmişte diyor. 


Geçmişte ara... Kapa gözlerini geçmişin kokusunda, sesinde, sevgisinde, sevdasında, özleminin içinde; en çok da o çocukluğunda ara onu. Cevaplar hep beni bekliyor. Yüreğimdeki sızı artıyor, kim bilir belki de sızı değil, vuslatın sevinci... 


Aranan bulunur geçmişte, yeter ki aramayı bil. İstenen alınır geçmişten, istemeyi bil. Unutma her daim yad etmeyi bil. Geçmişin kapısı hep açık dursun gönlünde, ne zaman kapanır o kapı o zaman büyük bir boşluk oluşur gönlünde. Kapanan o kapı kara delik olur, her şeyi içine çeker. Geçmişi bil; onu yaşamayı, hissetmeyi en çok da onun içinde onu aramayı bil...