Geldiği toprağa, sonbaharda düşen kırmızı yaprakların öyküsü gibi geliyor hayat bana. Her şey sona gitmek için neden başlıyor ki. Ya da başlayan bir şey sona doğru mu gitmek zorundaydı. Gitmek için yola konulan rotaların hepsi aynı sona çıkıyor. Neden? Ne önemi vardı ki yolların, yollarda yaşanılanların ya da hep aynı sonla biten anlatıların…
Bir filizdi boy verdi.
Kabukluydu açtı.
Rengini güneşte kurutup
zamanı geldiğinde,
dalından koptu.
Geldiği toprağa düştü.
Çürüdü, gübre oldu.
Kim bilir dalınayken altında ne hikâyeler geldi ve geçti iki adımda.
Hayat da böyle;
kırmızı yaprakların, sonlu insanları…
Yayınlandı