hep geçip giden konuşulur tüm hikâyelerin sonunda

fakat kendi yerinde duran hâlâ orada duvar gibi

ve hatırlanması gerekmez, çünkü oradadır hep

eksilmez, artar bilakis

bir bakıma yapısızdır, benzemez fani olan hiçbir şeye

gerisin geri uzaklaşmaz ve ilerlemez enine boyuna

ve eğer gidecekse biri şehirden,

binalar, heykeller, bilemedin dogmalar ve yasalar gitsin

sen kal

kal ki takvim daha gerilemesin

her gece biraz daha azalır yaşam

her gece biraz daha gömülürüm ama nasıl sevinçliyim

nasıl ki bitecekse yaşam sonunda

sevinçliyim bir hatıra gibi kalacağından 


II 

geriler günler sana baktıkça

ürküp karanlığa çekilir

ellerimde ellerini seyrederler

sonsuzluğa ulaşırız sonunda

geri akıyor zaman

nasıl derler bilirsin,

zaman tükeniyormuş

oysa pek bir önemi yok artık

pek bir şey ifade etmiyor sonrası ve öncesi

anılar ki geri döndüremez onları hiçbir kuvvet

ve hiçbir güç engelleyemez onlara doğru yönelmemizi

daha ne duruyoruz o zaman

evet, şu an, şu an duraksamak için mi yaratılmıştı yoksa

ta en başından

sayısız yıllar sonrası, şu an,

seni sevmem için tasarlanmıştı oysa 


III 

kim bilir neler gizli yıldızların arasında bu gece

yalnız şimdi, gökyüzü bir aşkı pazarlar gibi neşeli ve atılgan

yanılmadım, bugün değil

hâlâ öyle esrarengiz ki bu karanlık

sanki seni görmüş de canını bırakmış gibi

evet, geriliyor

ürkek toynaklarıyla dörtnala koşan beygirler

şarkılarıyla korku getiren gece kuşları

ve bir adam kaybolmuş

düşünür yine,

bunca şey arasında nasıl düşlesin ki seni

kime yazar bu kayıplar, kayboluşlar

hangi kan bir diğerine karışmaz ki sonunda

ve hangi cinayet belgelenmez, bir önem taşır aslında

zaman kovalıyor bizi, peşimizde bu vahşi iz sürücü

aldatabilir miyiz onu sarılırsak eğer 

sarılırsak kollarımıza birbirimizin

nice derin arzularla bütünleşsek bile

gözyaşlarımızla eritecek kollarımızı bu kan emici


IV 

güneş eriyip dökülünce saçlarına

özümde bir yaratık depreşip çatlatır kemiklerimi

diğer benliğimdir yaratık, ve kurtulmak ister benden

sanki artık bana boyun eğmeyecekmiş gibi 


bilirim, sonsuzluğu ister zavallılar

yalvarırlar yüce tanrılarına aptalca

yıldızlar hiçbir şey ayırmamıştır onlar için

ve aramazlar kendi ölümsüzlüklerini 


ey kalbimin karanlık yönü

dehşetler sarsmaz artık seni

gecenin koynunda yıldız tozları gibi

beklerim inatla üzerime dökülmeni