Yaşamak denilen bu karabasanı korkusuzca kucaklamanın kolay bir yolu var mı, her doğan gün ayrı bir sancıyla uyandırırken seni? 

  Kimliksiz bir gümrük geçişi kadar şaibeli ölümün, atladığın tel örgülerin ötesinde kendini bekliyordun.

 Çoktan eskimiş bir arayış, tazeliğini yitirmiş, kokuşmuş bir inanç. 

 Uçurumun eşiğine kadar gelmiş, yüksekliğini beğenmemiş biri gibi gerisin geri yürüdün tüm o yolu. 

 Yorgunluğun o ilk düşüşte parçaladı tüm hakikati. Bundan sonrası hiçtir, hiç oluştur zamanın içinde.