Gölge çok uzun süre yürüdü. Onun için zaman anlamsızdı ama o bile fark etmişti ne kadar uzun süredir yürüdüğünü. Sonsuzlukta yürümek zaman alıyordu.


Sütunu arkasında ya da önünde bırakalı çok olmuştu. Huzurun eksikliğini yeni yeni anlıyordu. Arayışı bir sonuca varmayacak gibiydi. Sonsuza kadar sürecek bir arayış demek istiyordu. Sütunun dedikleri aklını karıştırdı. Akışın ne olduğunu, nasıl bir şey olduğunu kavramaya çalışıyordu. Bu uzun yürüyüşünde onu yoran yegane şeyin o olduğunu düşündü. En azından öyle sanıyordu ama yanılıyordu. 


Yürümeye devam etti. Umut değildi devam etmesinin sebebi. Kaçmak istemesiydi. Ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşsın… Kaçacak bir yeri yoktu. Duygusu hep onunlaydı. Kıskançlık içinde bir yerlerde bekledi. Beklemekle kalmadı, onu sarmaya kalkışıyordu. Bunu biliyordu ama onu bastırmaya çalışıp durdu. Her savaşında daha fazla güçleniyor gibiydi duygusu. O kadar yıpranmıştı ki yürümek için enerjisi kalmamıştı. Durdu. Kabullenmeyip bastırmanın onun için ne kadar yorucu olduğunu işte o anda fark etmişti. İçinde duran kıskançlık dışarı çıkmak istiyordu. Yorgunluğundan değil, sütunun dedikleri yüzünden kıskançlığı baskılamayı bıraktı. Sütunun yanında kabullendiğini sanmıştı ama büyük bir yanılgı içinde olduğunu fark etti. Gölge kabul etmeyi denedi. Nasıl yapılacağını bilmese bile denedi. İçinden “Kıskancım ama neden?” diye sordu. Bu soruyu sorduğunda kıskançlık üstünde oluşan baskının kalktığını hissedip kendini dışarı vurma isteği alevlendi. Kıskançlık sanki onu kırıp parçalayarak çıkmak istiyordu. Durdu...


Bu his aniden durdu. Durduğu anda büyük bir acı ile kıvranmaya başladı Gölge. İadr ya da Svei yaklaşmak istediğinde hissettiği yok olma korkusu geri gelmiş gibiydi. Yok olmak istemiyordu. Korkuyordu. Yavaş yavaş akan garip bir ıslaklık hissetti. Kararsız yapısı bile olsa bir yüze sahipti. Olmayan gözlerinden bir sıvı çıkıyordu. Aynı vücudu gibi bu sıvı kararsızdı. Yanaklarından akıp giden bir damla karanlığa düştü. Bu damlayı; Uyananlar, İadr ve Svei bile hissetti. Gölge hem şaşkındı hem de huzur doluydu. Uyananlara hiç benzemiyordu. Svei ve İadr gibi zaten olamazdı. Bu başka bir bilinçti. Gölgeye benzer bir tarafı yoktu. Farklı bir aurası vardı. Gölge ondan bir şey hissetti: Minnettarlık.