Sevgili Hira,
Nasılsın? Umuyorum ki gönlünden bahar eksik olmuyordur. Ben nasılım bilmiyorum Hira. Bilmediğim birçok şeyin arasına yeni bir bilinmeyenle devam etmeye karar verdim. Çünkü bu soruya nasıl cevap verilir unuttum. Gelişigüzel cevaplar hariç...
Bir cümleye nasıl başlanır bilmiyorum. Sanki hep birinin cümlesinde alıntı olmuşum, hiçbir zaman kendi cümlemi kuramamışım Hira... Öznesiz, yüklemsiz halimle bir roman yazmaya kalkıştım Hira. O romanda benim rolüm paslı kelimeler arasına konulmuş puslu virgül olmak. Benim kelimelerim bile dargın birbirine Hira...
Hira, yeni duygularla tanışıyorum. Eskiden tek öfkelendiğim kendimken şimdi insanlar da öfkelendiriyor beni. İçimde küflenen öfkemi fısıldadım geçen gün gökyüzüne. Kordan yağmurlarla cevap verdi gökyüzü. Korlaştı tüm cevaplar artık benim için Hira.
Sana en son seslendiğimin üstünden çok zaman geçti yine. Hira bu geçen zamanda öğrendiğim tek ve önemli şey hayallerimi hayatıma göre uzatmam gerektiğiydi.
Hira, kendime olan tahammülümün son kullanma tarihi geçmiş. Tahammül zehirlenmesi yaşıyorum. Ve ben de kendimle ilgili tüm meseleleri kitaplıkta en üst rafa kaldırdım. Gözümün önündeler ama pek de kullanılmıyorlar Hira. Belki bir bahar ya da kış temizliğinde kitapların arasına gizlenmiş bir halde bulacağım kendimi, üstüm başım tozlanmış.
Kendimle ilgili meselelerimden biri otogarda kendi otobüsüne çağıran her davete icabet etme isteğim. Keşke binip gitsem birine. Belki kavuşurum hiç bilmediğim ama hayallerimde kırlarında koştuğum memleketime. Kalbimin telleri titriyor Hira, memlekete dönme vaktimiz ne zaman?
Hira, mutluluk hak edilen bir şey mi? Kimler mutlu olmayı hak eder? Mutlu olmayı hak etmek için bir kursa falan mı gitmemiz gerekiyor. Sen biliyor musun bu cevapları? Çünkü ben ne zaman mutlu hissetsem hemen ardından suçlu hissediyorum. Mutlu ve suçlu ayrılmaz ikili benim ruhumda. Özür dileyesim geliyor karşıma çıkan herkesten mutlu olduğum için. Yoksa mutluluğu hak edenler tam listede de benim adım geçmiyor mu?
Hira, hevesle büyüttüğüm, her bahar yeşermesini beklediğim dallarımı eline balta alan koşup geliyor, kırıyor. Hira, dallarım hazırlıksız yakalandı. Hira, benden ne istiyorlar?
Her sabah heyecanla koşardım posta kutusuna, beklediğim haber gelmiş mi diye? En son gidişimde yine bir umutla posta kutusuna, karşıladı beni bir avuç sessizlik bir de yıllanmış örümcek ağı. Posta kutum ağlaşmış, ben de bir avuç sessizliğimi alıp ağlaştım. Başım dertte Hira, hemen dolan sözlerim, kırılan gözlerim ve soran kalbimle.
Hayallerim ağrıyor eklem yerlerinden Hira. Küçükken benim de ağrırdı eklemlerim. Doktor büyüme ağrısı demişti. Hayallerim de mi o yüzden ağrıyor? Ya da hayallerimiz yaşlandı da romatizmaları mı ağrıyor... Ben büyüme ağrısını tercih ediyorum Hira.
Ve Hira, hayallerim ağrıyorken gün de ağarıyor. Ben ve posta kutumdan çıkan bir avuç sessizlik kapının önünde seni uğurluyoruz. Sen bizi bekletmiyorsun da ben seni çok bekletiyorum, farkındayım canımın benliği. Veda vakti geldi Hira.
Yine gel Hira, hep gel.
Zehra
2022-08-27T19:12:39+03:00O senin güzelliğin 🥺🥺
beyza
2022-08-27T17:42:31+03:00Kalbinin güzelliği kalemine yansımış 💖