Zorla, güçlükle yıkılmış bir ev,

Dönmüş harabeye yılların anısı ile birlikte,

Doluşmuş duvarı yıkık, altı çökük yerlerine su,

Ağlamakta olan bir kadının resmi.



Tanrı'nın kucaklamasını bekleyen onlarca insan,

Ne olduğunu bilemeyen daha körpe evlatlar,

Sırlar ile toprağa gömülmüş atalar.

Bir kıyamet olmalı, düşmese de üzerimize yıldızlar.



Ah Eftalya, öldürecek bizi bu sorular.

Denizin dibinde vardır elbet sırlar, saklılar.

Gördüklerimizin ardında göremediklerimiz var.

Yanlışlar içinde saklanır yavrucağım doğrular.



Günahı bizim boynumuza kaldı, ondan bükük boynumuz.

Melekti oysa her yenidoğanımız, yeni ordumuz.

Şeytandı oysa, her bir birey oldu bu bizim sonumuz.

Ah yavrucağım. Çok acı ama gerçek, yalanlar bizim doğrumuz.



Bitiremeyecek sanırım acımızı, o güzel tatlılar.

Dindirilemeyecek bile o artık tatlı gelen sızılar.

Bağır yavrucağım, semaya, yıldıza, dağa taşa görebildiğin her yere,

Hey! Görüyor musun Tanrı'm? Burada bir hırsız var! Hırsızlar!