kaç acı tütsülendi göz önünde bilmiyorum
gözbebeklerim çatlarcasına kanadım
duvar diplerinde üşüyüp kokulardan bir evren kardım kendime
daha küçükken öğrendim bunu
bu öngörüyle yaklaştım çiçeğe böceğe
her sabah hevesle pencereye koşup çiğdem kokusu eşliğinde
baş ağrılarıyla ölçtüm nabzını duygularımın
gördüm acıyla kıvranan güneşin ne-denli sahte olduğunu
ıssız kıyılara ulaşmaktı umudum
yollarda aval aval yürürken sevmenin hazzını ölmekle ödedim
halbuki aşkla çarpan yüreğim bir tomurcuk gibi şen şakraktı
renk renk pusularla kesildi yolum
çözümsüz-bir başıma-mutsuz kaldım
bir deterjan fabrikası önünde daha gardını almamışken şafak
annemin masum cahil bakışları bir hilebaz ihtiyarın nefesiyle kirlendi
Basın Ekspres marul tarlasıydı o zaman
Halkalı’ya ateş düşmemişti tezcene
yeşillikler gün batımını örtünürken mavilikler öfkeyle kararıyordu
bir ardıç gülümsemesiydi hayat öngörülemez sertlikte
kalbime bir mermi değdi nazarım beş para etmedi
göğsüm uğuldayan canavar ruhumun hereğini kırdı
bilseydim onca insana rağmen bırakırdım kendimi
merhametim, nefretim hep yok olurdu
vedat aydoğan
2023-06-03T00:40:51+03:00Teşekkür ederim Onur :)
Onur Berkay Yapıcı
2023-06-02T22:40:33+03:00Harika bir şiir olmuş Vedat Bey, kaleminize sağlık.
vedat aydoğan
2023-06-01T09:48:43+03:00hoş geldin winni ne güzel geldin :)
winniethepooh
2023-06-01T02:03:02+03:00Vedat Bey sizi acınızla yalnız bırakmamak için kavanoz balımı aldım geldim.
vedat aydoğan
2023-06-01T00:54:38+03:00Teşekkürler Beril acıma acı kattın :))
vedat aydoğan
2023-06-01T00:16:47+03:00ah Henry ben acırken sen keyiflendin demek öyle mi :) sağ olasın