1.


elin açık oynanması gibi tüm sır tüm zerrede nakış,

o ki sınırlar kadar ülke, bir bayrak gibi altındaysan anlamlı

ormanın halısının altına süpürülmüş bir sincap tortusu gibi seyrek

iki çift bir düz örülmüş dikenli teller gibi gibi gibi

dil ki devrilir çaresiz, dil ki vaveyla ile sırt sırta, allah ile sırt sırta

yabanıl bitki örtüsü ile kadehlerde, meydanlarda ufalmak ufalmak un ufak olmak

un ufak oluşta her zerreye nakış un hayat


kırıktır onarılmaz, ilk nefesten beri iç kanaması

yalnızlık kokan bir salon ile ödeşilmez, terk edilmek ile sırt sırta, allah ile sırt sırta ve vaveyla


yaratmak haşa yaratmak ki biraz ona da mahsus sadece bildiğimi bilirim

tütün rengi kalpler koyar da içine paket yapıp bir karabatağa verir

batıp çıkar suya ömür, batıp çıkar vaveyla dilde, bir karabatak ki kara alın yazısında kapkara kadere yansıma 

batıp çıkmaz tütün rengi ciğer de tütün çiçeklenene dek

oksijensizlik oksijensizlik, bu zamir tanrıdan korkan bir yol çizgisi vatandaşı başı eğik

tanrı tesir edişi korusun, oksijensizlik en büyük günahın ismi morarmak ile sırt sırta 

ormanın halısının altında kor sincap cesedi güler, kaotiktir

ormanın halısının altında bir enstrüman gibi vaveyla ve morarmak


bastığım yerde ne vardı da kırıldı yerküre içine düştük galaksilerin, kalabalığın,

baskın ile barışılmaz, güvercinler kurşuna dizilir akşamlar boyu, f16'lar kalkar çanlar kimin çınlar ve vaveyla


bir kuliste tragedya, eller yukarı tragedya bağır bağır hayat tragedya

kıyas kıyas ve kıyas, çöken bir mezarı bile ayıplardı karabatak,

çöken bir toprak bile ahlaksız ve magma, solan bir çiçek gibi kalleş ve terk ediş

o ki bir sümbül gözlüydü, ilkbahar gibi bakar, sonsuzca sarıyorsa bayrak kadar anlamlı

yoğurdum bir inançla bir insanı un ufak olup kabarana dek,

ve sen ve allah sırt sırta, ben sana sarılıp ormanın halısının altında

bir sincap gibi tortu, karabatağın sırtında, çürüyeceğiz beni sonsuz sarışınla, sarışınlığınla, 

cesedimiz de ut çalacak böcekler, yılanlar en çok korktuğum yılanlar, en çok korktuğum timsahlar, tüm sürüngenler, insanlar

çanlar çınlayacak, bizim için çınlayacak ve ben yem olurken ormana

un ufak olmadan yol olmayacağım, kımıldamadan erimeyeceğim taşmayacağım, sen benden sonra yok olacaksın, 

seni sırtlayan ölümle ben sırt sırta ve sen ki vaveyla



bastığım yerde ne vardı da şimdi kartlarımı açıyor zoraki eller,

her şeyi gören gördü zaten, elimde bir zamir ve şiir, kulağımda küpe ve ses

dilimde sonsuzdan sonsuz vaveyla


2. 

bulamayacaksın ormanın halısının altında, tortum ve yok oluşum yok, közdür 

suçlu ararsan da arama bir plak gibi olduğum yerde semazen ama bacak bacak üstüne atmış kaftanıyla, inanır durur buna

parmak izleri olduğuna ve yılana çıyana dadanmaya, dadaizm'e, barok'a

parmak izleriyle değecek tenin sonsuza orada sürecek hayatını parmak izlerin

bir cinayet ki kahkahalarla vaveyla ve allaha kavuşmayla sırt sırta huzur

o ki sadece bir zamir sen yani, aslında ikimiz ikimiz, 

hancı bir şişe kımız ve yanlış bildiğim böğrüme tütün rengi sarhoşluk


sahne kesilir ve shakespeare girer ilk defa romeo & juliet'in oynandığı bir sahneye

ah juliet der neden juliet değilsin ki

sonra hamlet sonra vaveyla kahkahalarla

çanlar çınlar işte kimin için çınlarsa

bir deli shakespeare rüyasında


su kolay bulduğu yoldan akarmış, ormanın halısının altında bir göl akmaz durur ormanla benim içimde

ormanla benim içimde sincap komşu, bir sincap daha komşu

ve bir karabatak gibi karabatak, elini masaya vurup kımızı alacak gibi bir karabatak

batıp çıkar, batıp çıkar toplar yeşeren tütünü, 

sarışın vardı beni sarışın, siyahi bir sarışın kabullenici, bir dadaist

ne içtikçe oksijensiz kaldık 

yaşamla sırt sırta vaveyla, dilde tortu ve köz, türk usulü magma

kefende köz, kızaran karabatak


sen sümbül bakan vaveyla arda bırakış bu işaretledim, orakla ve çekiçle yan yana

sen ki bir bayrak gibi sarışın ve anladıysan anlamlı, allah ile sırt sırta

elleri açık oynanıp kazanılan bir pokerde gibi hileli zar, 

ve sincap ormanın halısının altında, inanmazsan akmayan suya sor

akmayan su vaveyla değil manzara, manzara


cephanedir ama patlamaz, boş bir ev ile duvarlarım sırt sırta

bir morg ile kanlı bıçaklı dost nasıl oluyorsa

hoşça kal vaveyla, gece 1'deki vapurla, ormanın halısının altına sırt sırta