Ağırlıklarımı cebime doldurup

bu yaşam denilen düz çizgide

hayatla olan savaşımı izleyip

yol alıyorum,

ağlamak şimdi daha çok anlam kazanıyor.


Arabada sessiz bir gözyaşı vedasının yansıması

parlayınca camda

Ben olduğumun farkına vardım

ağlayabilen kişinin.


Defalarca

ağlayan tarafımı yalnız bırakmayan

kulaklığımda çalan müzik

bu sefer "dayanamıyorum" diyor ingilizce.

Ama Türkçesinide Kürtçesinide hissediyorum.


Dayanıyorum ama acemiyim,

acemiliğim eşlik ediyor şarkıya.

Çünkü bünyen güçlü diyor

aklım.

ben hiç akılcı olmak istemiyorum

bu boşvermişlikte.



Burası dünya deyip

çaresi olmayan bir hastalığa yakalanmış gibi,

İlaç olmayacağını bildiğim halde

ağlayınca geçeceğini düşündüğüm

yaralarıma ağlar gibi

savaşımın

ortalarına gelmeme ağlıyorum..