Yaşadığım bir acının ardından geçmişe nazaran daha güçlü olabilmeyi seviyorum, bu en sevdiğim özelliklerimden biri olsa gerek. Bunu hasta olup iyileşen ve hasta olup hiçbir belirti yaşamadan iyileşen 2 farklı adamın durumuna benzetiyorum. Öyle ya, ikincisi iyileştiğinin bile farkında değildir. Oysa ben göğsümü gere gere hasta olmuştum, halsiz düşmüştüm ama iyileştim, eskisinden bile güçlüyüm, artık daha sağlıklıyım diyebiliyorum, hem de pis bir hastalığa karşı...


Doruklara çıkmak için o gün dalgalarla boğuşmuştum. Selalar haber veriyor aradan bir hafta geçmiş, şuan ise zirveye çıktım. Zirveye tek başına çıkmanın gururunu yaşıyorum bugün.


Cesur bir kaptanın en sevdiği şey nedir biliyor musun günlük? Fırtınalar... Evet fırtınalar!

Çünkü cesur bir kaptan olabilmek için, önemli görevler alabilmek için, tecrübe kazanabilmek için çok defalar fırtınalarla mücadele etmek gerek. Benim durumum da aynı böyle... Elbette göğsüme hep zafer nişanı takmadım, bazen kaybederek kazanmayı öğrendim. Kimi zaman gemimi batırdım ama bu bana yüzmeyi öğretti.


Tüm bunlara rağmen tek bir çekincem var... Bir meleğin içinde kötü duygular yoktur, oysa ki ben artık nefret besliyorum ve bunu nasıl yeneceğimi bilmiyorum...


29.02.2024