Kaldırımları arşınlarken, aşıladım şaşkın suratlara atalarının aşık anlarını.

Kahırlarını bestelerken ayıkladım şair şurubunun şabatının şaşı anlayışını.

Yarıldım gülmekten tende eriyen mumun yayık ayılışına.

Sazan balığıyım ayıkların oltalarına takılan,

Sancak sapıyım sağırların ordularında takılan,

Yandaş hancıyım, ağırladığım okçuları savunan,

Kapanan kışlayım kış günü komuşunun tavuğuna kış diyerek kışkırtan.

Üfürükçüyüm aslında, ürküttüğüm ünlülerin ülkülerini örsleyen.

Üflüyorum durmadan mızıkaya, oy Asiye! oy Asiye!

sirkülasyon sapıtıyor, ses vermiyor mızmız piyale.

Uygarlığın garında arınıyor nihavent ney taksiminin mihenk taşları.

Başlı başına bir resitalim, kelime büken bir mühendis,

Izdırabın bankasında bir rehine, kredi veren bir mübeşşir.

Uyursam, uyurum aslan sü,

sebepten uluyorum ummandaki ulu urganın uslu uçmağında ufak ufkun uçsuz uydusuyla ussuzca.