dört duvarın ev olmadığını bir geceyle gündüzün seviştiği vakit balkondan küçük ve sessiz şehiri izlerken anladım. dört duvar değil de iki kol ev olurmuş insana. ebeveynlerim ve aynı karında olup olmaksızın karındaşlarımın iki kolu iki bacağıymış benim evim. bir karanlık sabah vakti bulutların balinaya benzediği bu gökyüzünün altında, kot farkından yerin dibine iniyormuş ve nefes alınmayacakmış gibi hissettiren fakat içinin döküldüğü bir manzarası olan evin balkonunda saat tam dört yirmi iki iken, ayakta acı çekerken buldum kendimi. manzara denilen bu bütün şehir ışıklandırmasını, koca damların dört yanına dizilmiş kurulukları ve üç kırmızı okul çatısını dolu gözlerle izleyip, balinalı bulutların ardında yıldız kovalamaca oynarken bu iki kollu evin beni ne kadar büktüğünü düşünüp durdum. iki koldan tam beş adet olduğunu adımla doğar iken bilsem bile bir kere sarılmak bilmedim. manzaraların güzel hissettirmesi gerekmez mi... estetik? içime gömülen bu yoğun yağmurla kuraklığın nasıl hissettirdiğini bu şehir ışıklandırması manzarasına bakarken anlamam, güzel bir his değil, değil mi? belki de bütün suç bu şehirindir. belki de bu şehirin iki kolu iki bacağı ya da bir kalbi olmadığındandır. içime çöken ve işgal eden bu hissin tüm suçunu bu şehire atmak istiyorum. tek bir insan sesinin duyulmadığı şu vakitte bu küçük şehrin her sokağına sessiz ve küçük olduğu için, insan sesi değil de horoz ürülemesi ve köpek havlaması sesi duyduğum için, kocaman tırların şu noktadan karınca gibi görünse de motor seslerinin kulağıma böyle yakından duyulduğu için, tek bir insan kokusu değil de patlıcan ve biber kuruluklarının kokusunu tam genzimde hissettiğim için... bütün suçu bu dar şehire atmak istiyorum. beni yalnız ve yumrulu hissettirdiği için. insanlarının iki kolu olduğunu unuttuğu için. karşı sokaktan geçen kedinin benim nefes seslerimi alıp kafasını tam olduğum balkona diktiği için. bütün suçun zaten bu şehire ait olduğunu bildiğim için. gülümseyen anılarımı sessiz nezaketine kaybettiğim bu kentten. bu evden ve bu balkondan. beş adet iki koldan. beni yalnız hissettirdikleri için. tüm yağmurlu kurak içimle.