Dumanların içinden geçiyorum

Beni bugün görme

Artık bu gerçek gidişimdir.


Bir çıkarcı aklımı cebimden düşürmeliyim dedim

Ağlamaklı değilim

Veda nihayet, sonradan hüzne saran ahmaklıktır insandan insana


Buğuyu silmiyorum

Ayrıntısında hayatı bıraktığım bu kor,

Ne çok ilgimi çekiyor tanrım

Solusam patlayacak beynimden

Solusam akacağım kendimden


Ayakları acımaz böyle yolda böyle insanın

Kime çakıl, kime diken, kime sudur derinlerce

Ah yerçekimine bir çalım

Düzene bir

Alınyazıma birkaç denesem de aşsam diyorum

Aşıyorum

Artık bilinen değilim.


Ne olacak diyorum biri anlayıp deli dese adıma

Ne kaybederim göğsüme çizilen saçmalıklardan

Ekmeğini bölmesin mi badem gözlü çocuklar

Kanımı silmesin mi yüzümden

Silmesin.


Elimden terleyen vedayı görmezliğim

Çıldırırcasına anlamak var

Çıldırmışçasına aydınlanmak ve ışığa koşmak


Gök yere batsa başıma değmez duyarım

Koşuyorum işte yokuş yukarı nefessiz

Koşuyorum işte kör bıçaklar uyansın

Ürkmez bir yürek büyütüyorum ay ışığına doğru.


Kavuşmak... ne aciz

Kovulmak... ne garip

Muhtaçlığı düşürüp cepten umursamamak

Özgürlük diyip ürperiyorum

Kan akıyor alnımdan, çenemden, boynumdan

Özgürlük diyorum, ürperiyorum


Silinen bir hafızanın bıçağına çarpıyorum

Delindikçe deliriyor bir şeyler

Kazandığım irtifadan yeryüzünü anlamam gerçek

Yağmurlar yaralarımda acıyor gerçek

Gerçek, bir Kürt kızının çok sevdiği önlüğü


Düşüyorum.

Artık umursuyorum ne yazık.


Özlük hakları kadınların.

Hiyerarşisi kadınların.

Cehaletin çizdiği kollarına façalı derler mi

Gücenirim.


Dumanlar dağılıyor

Çöküp kalmışım kaldırımda soluğum cebimde

Veda!

Dönüp ardıma bakmamla yeltenemediğim oluyor.

Elimde bozuk paralarla geri dönüyorum.


Bir ev, bir kiriş, bir pencere

Eski cam, zehirli soba dumanı, buğu...

Tozu siliyorum.

Karıncalanan bir televizyon

Bir adam uyuyor

Bir kadın ağlıyor

Bir çocuk...

Tam ortalarında durmuş iri gözleriyle

Daha önce hiç görmemiş gibi bana bakıyor.


Daha önce görmemiş gibi bakıyor

Daha önce görülmemiş yüzüme


Hiçbir ideoloji mıknatısı değildir demirden göğsümün

Bir bakışa kök salıyorum toprağa

Yıkılıp dizlerimden koca bir kaya gibi

Gidemiyorum.