ben sesli kentlerin, ıssız sokaklarında yalın dolaşan dağınık kalabalıklardım. kent meydanlarında benimle çok alay ederdi yalın ayaklarım. yüksek katlı binalar arasında sıkışıp kalırdı bunalımlarımız. yahudi kavminin kederi, koca bir tarihi tutuşturan yalnızlığım, senin yokluğunda belirirdi. yalın ayaklarım, yalnız senin sokaklarına çıkardı. yalnızlığı senin yüzünden ve senin üzerinden tanımlardım. sen benim metafiziğime olağan en mantıklı açıklamalardan biriydin. varlığında, yokluğundan korkuyordum. yokluğunda, varlığını düşünüyordum.