içimde dolduramadığım boşluklar var.
pas kokan şehrin dar sokaklarında kaybolsam da,
yolumu bulamayacak kadar dalgın kaldırımlar!
sırf dardı diye zamanlar...
yağmurları hırçın dünyanın,
yüreğine dar sokakları!
yer altında ölmüş babamın toprağını yıkıyorlar.
kendi elleriyle kazdığı çukura,
beyaz bir çarşaf ser...
betondan evler çelikten zihinler çağı bu.
konuşamadıklarımızla sıklaşıyor dünya malı.
doğduğunda tükürüyorsun zihnindeki donuk inançları.
ama hala utançla...
bir şekilde gelebildim ait olduğum yaşa. ne gerek vardı bunca insana? ne de olsa yalnızdım, her yaşımda. saçlarım kırlaşmışsa, ihtiyarlaşmışsam bugünün sabah...
ben sesli kentlerin, ıssız sokaklarında yalın dolaşan dağınık kalabalıklardım. kent meydanlarında benimle çok alay ederdi yalın ayaklarım. yüksek katlı binal...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok