Yoruldum artık hayatın zor inişli çıkışlı günlerinden. Her gün yeni bir yük yükleniyor sırtıma, hayatın bana karşı bir oyun olduğuna inanmaya başladım. Kafamı kurcalayan sürüsüyle şey var hepsinden kaçmaktan bıktım, yere yığılıp hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum. Herkesi geride bırakıp gitmek, var olan yaşamın sonuna gelmek; hissediyorum, çok yakın... Gözlerimdeki perde kalktı, artık her şeyi görebiliyorum ve hissedebiliyorum. Sonsuzluklara seyahat eden ruhumu bir acayip kargaya benzetiyorum, sanki her çöplükteymiş ama kimse tarafından sevilmeyen, o pis denilen kuş gibi. Ön yargılar insanları köleleştirdi, hür düşünce kalmadı, herkes bir şeye bağlı yaşamaya alıştı; ben hariç... Galiba sadece insanlar yordu beni. Kime nasıl bir iyilik yapsam hep ters tepkiler aldım çünkü onlar yaşamaya mahkumdu, bağlı kalmaya, özgür düşünmemeye... Biz farklı değiliz, siz olduğunuz gibi değilsiniz. Sadece kendinizi kısıtladınız, olmak istemediğiniz birine dönüştünüz veya dönüştürüldünüz. Keşke böyle olmasaydı, ön yargı olmasaydı, insanlara baskı yapılmasaydı da her şey yolunu bulsaydı. Ama maalesef böyle bir şey mümkün değil çünkü biz köleleştirilmeye alıştık.

Tek bir sorum var hepinize: ”Böyle olmak cidden güzel mi, yoksa siz de sıkıldınız mı hayattan?“


4 Şubat 2019 Pazartesi